Examples of using "Opera" in a sentence and their turkish translations:
Ben operadan anlamıyorum.
1888 Opera Binası,
Operayı severim.
Operadan nefret ediyorum.
O, operadan nefret ediyor.
- Tom operayı sevmez.
- Tom operadan nefret ediyor.
O, operadan nefret ediyor.
Mary operadan nefret ediyor.
Biz operadan nefret ediyoruz.
Onlar operadan nefret ediyor.
Ben operayı çok seviyorum.
Operayı sever misin?
O bir opera âşığıdır.
O bir opera hayranıdır.
En sevdiğin opera hangisidir?
Bu opera çok kötü.
Tom gerçekten operayı sever mi?
Fransız operasını sever misin?
Operadan nefret ediyorsun, değil mi?
Bu operanın üç perdesi vardır.
Opera yedide başlar.
Gözde dizi filmin nedir?
Tom bir opera aşığıdır.
Operadan hoşlanır mısın?
Müzikal tiyatro ve opera söylüyordum.
Operada, ana karakterlerimiz kolayca
Dün operaya gittim.
Tom opera hakkında hiçbir şey bilmiyor.
Opera hakkında nasıl hissediyorsun?
Mary dizi izliyor.
O, Klingon operasının bir hayranıdır.
İtalyan operasının hayranıdır.
Alman operasının bir hayranıyım.
- Hayatım bir TV dizisi.
- Hayatım bir pembe dizidir.
Mary bir pembe dizi yıldızıdır.
Opera hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Kulağa pembe dizi gibi geliyor.
Maria Callas ünlü bir opera şarkıcısıydı.
Bir ihtimal operayı sever misin?
Bu beş oyunluk bir operadır.
Tom bir opera şarkıcısı olmak istiyordu.
Tom Mary'ye operayı sevip sevmediğini sordu.
Opera sanatçısının güzel bir sesi var.
Maria Callas meşhur bir opera sanatçısıdır.
Hiç operaya gittin mi?
Rota 12 opera binasına yakın durur.
Tom bir opera şarkıcısı olmak istedi.
Saat 08.00 pembe dizisini izliyor musunuz?
Ben operayı izlemek için tiyatrodayım.
Operayı seven arkadaşım yok.
Operandan hoşlanan tek bir arkadaşım var.
Tom Mary'nin operadan ne kadar nefret ettiğini bildiğini düşündü.
En büyük hırsım bir opera şarkıcısı olmaktır.
Şişman kadın şarkı söyleyene kadar opera bitmedi.
Dan o pembe dizinin hiçbir bölümünü kaçırmadı.
Bu operanın İtalyanca söylendiğini hiç duydun mu?
''Hem opera hem makine mühendisliği okumak tuhaf olmaz mı?
Benimle operaya gitmek ister misin?
Tom Mary'nin kendisiyle operaya gitmesini istedi.
Tom sadece opera dinlediğinde iç huzur bulur.
Bu, Sydney'deki Opera Binası'nın bir resmidir.
Tom Mary'nin tanıdığı operadan hoşlanan tek kişi.
Tom yarın için opera biletleri satın aldı, ancak Mary hasta.
Bu operanın Fransızca versiyonunu hiç dinledin mi?
Opera şarkıcısı boğaz ameliyatıyla iyileştikten sonra sesini dikkatle test etti.
Tom Mary'nin opera için kırmızı elbisesini giymemesini istedi.
Liseye giren bir sopa çekirgesi hakkında bir opera yazdı.
Onlar çoğu zaman birlikteler ve operaya gidiyorlar ya da sanat galerilerini ziyaret ediyorlar.
Sen hiç Lucia Popp'u duydun mu, o Slovakyalı bir opera şarkıcısı.
Erkek arkadaşım operaya gitmek istemiyordu ama sonunda pes etti.
Kocam ve ben, bir opera izlemek için baharda Versailles'a gideceğiz.
Şarkıcının güzel bir opera sesi var, ama gençlerin onu tutacağını sanmıyorum.
Haskell Ücretsiz Kütüphane ve Opera Binası, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki sınırında inşa edilmiştir.
Bir İtalyan'ın, Alman dilinde şarkı söylenemeyeceğini söylediğini duydum; belki de bu yüzden neredeyse hiçbir İtalyan opera sanatçısı Almanca şarkı söylemiyor.