Translation of "Opera" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Opera" in a sentence and their turkish translations:

- I don't understand opera.
- I don't get opera.

Ben operadan anlamıyorum.

1888 opera house,

1888 Opera Binası,

I like opera.

Operayı severim.

I hate opera.

Operadan nefret ediyorum.

He hates opera.

O, operadan nefret ediyor.

Tom hates opera.

- Tom operayı sevmez.
- Tom operadan nefret ediyor.

She hates opera.

O, operadan nefret ediyor.

Mary hates opera.

Mary operadan nefret ediyor.

We hate opera.

Biz operadan nefret ediyoruz.

They hate opera.

Onlar operadan nefret ediyor.

I adore the opera.

Ben operayı çok seviyorum.

Do you like opera?

Operayı sever misin?

He's an opera lover.

O bir opera âşığıdır.

She's an opera fan.

O bir opera hayranıdır.

What's your favorite opera?

En sevdiğin opera hangisidir?

This opera is awful.

Bu opera çok kötü.

Does Tom really like opera?

Tom gerçekten operayı sever mi?

Do you like French opera?

Fransız operasını sever misin?

You hate opera, don't you?

Operadan nefret ediyorsun, değil mi?

This opera has three acts.

Bu operanın üç perdesi vardır.

The opera starts at seven.

Opera yedide başlar.

What's your favorite soap opera?

Gözde dizi filmin nedir?

Tom is an opera lover.

Tom bir opera aşığıdır.

Do you like the opera?

Operadan hoşlanır mısın?

I sang musical theater and opera.

Müzikal tiyatro ve opera söylüyordum.

In opera, we shrink those stairs

Operada, ana karakterlerimiz kolayca

Yesterday I went to the opera.

Dün operaya gittim.

Tom doesn't know anything about opera.

Tom opera hakkında hiçbir şey bilmiyor.

How do you feel about opera?

Opera hakkında nasıl hissediyorsun?

Mary is watching a soap opera.

Mary dizi izliyor.

He's a fan of Klingon opera.

O, Klingon operasının bir hayranıdır.

She's a fan of Italian opera.

İtalyan operasının hayranıdır.

I'm a fan of German opera.

Alman operasının bir hayranıyım.

My life is a soap opera.

- Hayatım bir TV dizisi.
- Hayatım bir pembe dizidir.

Mary is a soap opera star.

Mary bir pembe dizi yıldızıdır.

I don't know anything about opera.

Opera hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

It sounds like a soap opera.

Kulağa pembe dizi gibi geliyor.

Maria Callas was a famous opera singer.

Maria Callas ünlü bir opera şarkıcısıydı.

Do you by any chance like opera?

Bir ihtimal operayı sever misin?

This is an opera in five acts.

Bu beş oyunluk bir operadır.

Tom wanted to be an opera singer.

Tom bir opera şarkıcısı olmak istiyordu.

Tom asked Mary if she enjoyed opera.

Tom Mary'ye operayı sevip sevmediğini sordu.

The opera singer has a beautiful voice.

Opera sanatçısının güzel bir sesi var.

Maria Callas is a famous opera singer.

Maria Callas meşhur bir opera sanatçısıdır.

Have you ever been to an opera?

Hiç operaya gittin mi?

Route 12 stops near the opera house.

Rota 12 opera binasına yakın durur.

Tom wanted to become an opera singer.

Tom bir opera şarkıcısı olmak istedi.

Do you watch the 8 o'clock soap opera?

Saat 08.00 pembe dizisini izliyor musunuz?

I am at the theater watching the opera.

Ben operayı izlemek için tiyatrodayım.

I don't have any friends who like opera.

Operayı seven arkadaşım yok.

I have only one friend who likes opera.

Operandan hoşlanan tek bir arkadaşım var.

- Tom thought Mary knew how much he hated opera.
- Tom thought that Mary knew how much he hated opera.

Tom Mary'nin operadan ne kadar nefret ettiğini bildiğini düşündü.

My greatest ambition is to be an opera singer.

En büyük hırsım bir opera şarkıcısı olmaktır.

The opera ain't over till the fat lady sings.

Şişman kadın şarkı söyleyene kadar opera bitmedi.

Dan didn't miss any episode of that soap opera.

Dan o pembe dizinin hiçbir bölümünü kaçırmadı.

Have you ever heard this opera sung in Italian?

Bu operanın İtalyanca söylendiğini hiç duydun mu?

"Wouldn't it be weird to study opera and mechanical engineering?

''Hem opera hem makine mühendisliği okumak tuhaf olmaz mı?

Do you want to go to the opera with me?

Benimle operaya gitmek ister misin?

Tom asked Mary to go to the opera with him.

Tom Mary'nin kendisiyle operaya gitmesini istedi.

Tom only finds inner peace when he listens to opera.

Tom sadece opera dinlediğinde iç huzur bulur.

This is a picture of the Opera House in Sydney.

Bu, Sydney'deki Opera Binası'nın bir resmidir.

Tom is the only person Mary knows who enjoys opera.

Tom Mary'nin tanıdığı operadan hoşlanan tek kişi.

Tom bought opera tickets for tomorrow, but Mary is sick.

Tom yarın için opera biletleri satın aldı, ancak Mary hasta.

Have you ever listened to the French version of this opera?

Bu operanın Fransızca versiyonunu hiç dinledin mi?

The opera singer tested her voice gingerly after recovering from throat surgery.

Opera şarkıcısı boğaz ameliyatıyla iyileştikten sonra sesini dikkatle test etti.

Tom asked Mary not to wear her red dress to the opera.

Tom Mary'nin opera için kırmızı elbisesini giymemesini istedi.

He wrote an opera about a stick insect going through high school.

Liseye giren bir sopa çekirgesi hakkında bir opera yazdı.

They are often together, and go to the opera or visit art galleries.

Onlar çoğu zaman birlikteler ve operaya gidiyorlar ya da sanat galerilerini ziyaret ediyorlar.

Have you ever heard of Lucia Popp, who was a Slovakian opera singer?

Sen hiç Lucia Popp'u duydun mu, o Slovakyalı bir opera şarkıcısı.

My boyfriend didn't want to go to the opera, but he finally gave in.

Erkek arkadaşım operaya gitmek istemiyordu ama sonunda pes etti.

My husband and I will travel to Versailles in the spring to watch an opera.

Kocam ve ben, bir opera izlemek için baharda Versailles'a gideceğiz.

The singer has a good opera voice, but I don't think he'll catch on with young people.

Şarkıcının güzel bir opera sesi var, ama gençlerin onu tutacağını sanmıyorum.

The Haskell Free Library and Opera House was built on the border between Canada and the United States.

Haskell Ücretsiz Kütüphane ve Opera Binası, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki sınırında inşa edilmiştir.

I overheard an Italian say that the German language is unsingable; maybe that's why almost no Italian opera singer sings in German.

Bir İtalyan'ın, Alman dilinde şarkı söylenemeyeceğini söylediğini duydum; belki de bu yüzden neredeyse hiçbir İtalyan opera sanatçısı Almanca şarkı söylemiyor.