Translation of "Math" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Math" in a sentence and their turkish translations:

Do the math.

Hesapla.

Math scares me.

Matematik beni korkutuyor.

I love math.

Matematiği seviyorum.

Math is hard.

Matematik zordur.

Math is fun.

Matematik eğlenceli.

That's basic math.

Bu temel matematik.

- I am good at math.
- I'm good at math.

Ben matematik iyiyim.

- I love math.
- I like math.
- I like mathematics.

Matematiği seviyorum.

- I'm best at math.
- Math is what I'm best at.

Matematik en iyi olduğum derstir.

- Tom isn't good at math.
- Tom is bad at math.

Tom matematikte iyi değildir.

- Tom has a knack for math.
- Tom excels in math.

- Tom matematikte çok yetenekli.
- Tom'un matematiği süper.

No doing the math.

Hesap yapmak yok.

The math, the models,

Matematik, modeller

I like math best.

En çok matematiği severim.

I'm good at math.

Ben matematikte iyiyimdir .

I'm best at math.

Matematikte en iyiyim.

I don't like math.

- Matematikten hoşlanmıyorum.
- Matematiği sevmiyorum.

Math is a bitch.

Matematik bir fahişedir.

They're in math class.

Onlar matematik dersindeler.

Let's do the math.

Hesabını kitabını yapalım.

Theoretically, I'm doing math.

Teorik olarak, ben matematik yapıyorum.

We don't like math.

Biz matematiği sevmeyiz.

I'm horrible at math.

Matematikte berbatım.

I'm terrible at math.

Matematikte çok kötüyüm.

You're in math class.

Sen matematik dersindesin.

He loves studying math.

- Matematik okumayı seviyor.
- Matematik çalışmayı sever.

- He studied English and then math.
- He studied English and afterwards math.

İngilizce ve ardından matematik okudu.

- Tom's not so good at math.
- Tom isn't so good at math.

Tom matematikte o kadar iyi değil.

- Today, I had a math test.
- Today I had a math test.

Bugün bir matematik sınavım vardı.

Science, technology, engineering and math.

fen bilimleri, teknolojii mühendislik ve matematik.

Take math as an example.

Matematik örneğini düşünün.

Paul prefers English to math.

Paul İngilizceyi matematiğe tercih eder.

I finished my math assignment.

Matematik ödevimi bitirdim.

I am weak in math.

Matematikte zayıfım.

I'm fed up with math.

Matematikten bıktım.

Tom isn't good at math.

Tom matematikte iyi değildir.

I have math homework today.

Bugün matematik ödevim var.

Mr. Cohen taught us math.

Bay Cohen bize matematik öğretti.

What's the next math problem?

Bir sonraki matematik problemi nedir?

Tom is terrible at math.

Tom matematikte çok kötü.

Our first class is math.

Birinci dersimiz matematiktir.

Tom is a math geek.

Tom bir matematik-ineği.

Well, just do the math.

Pekala, sadece matematik yapın.

I'm pretty good at math.

Matematikte oldukça iyiyim.

How was the math test?

Matematik testi nasıldı?

There's a math test tomorrow.

Yarın bir matematik sınavı var.

Are you good in math?

Sen matematikte iyi misin?

I can do the math.

- Hesabını iyi yapabilirim.
- Hesabını kitabını yapabilirim.

Math is my favorite subject.

En sevdiğim ders matematiktir.

Precision is important in math.

Kesinlik matematikte önemlidir.

I need to study math.

Matematik eğitimi görmeliyim.

He is terrible at math.

O matematikte kötüdür.

Our first lesson is math.

Bizim ilk dersimiz matematik.

I want to study math.

Ben matematik okumak istiyorum.

Tom went to math camp.

Tom matematik kampına gitti.

Tom likes solving math puzzles.

Tom matematik bulmacalarını çözmeyi sever.

I couldn't do the math.

Matematiği yapamadım.

I'm very good at math.

Matematikte çok iyiyim.

I don't understand the math.

Matematiği anlamıyorum.

Aren't you good at math?

Matematikte iyi değil misin?

Tom is a math genius.

Tom bir matematik dehasıdır.

I finished my math homework.

- Matematik ödevimi bitirdim.
- Matematik ödevimi tamamladım.

Tom wasn't good at math.

Tom matematikte iyi değildi.

Tom is afraid of math.

Tom matematikten korkuyor.

Tom aced the math test.

- Tom matematik sınavından tam puan aldı.
- Tom matematikte full çekti.
- Tom matematik sınavında full çıkardı.

She hated her math teacher.

Matematik öğretmeninden nefret etti.

He is a math-geek.

O bir matematik delisi.

- He is better than me at math.
- He's better than me at math.

O matematikte benden daha iyidir.

- Tom asked me if I liked math.
- Tom asked me whether I liked math.

Tom bana matematiği sevip sevmediğimi sordu.

He's proud of his math skills.

O, matematik yeteneklerinden gurur duyuyor.

She got good marks in math.

O matematikte iyi notlar aldı.

I'm a high school math teacher.

Ben bir lise matematik öğretmeniyim.

He studied English and then math.

O önce İngilizce ve sonra matematik öğrendi.

Tom particularly liked his math class.

Tom matematik dersini özellikle seviyordu.

I was never good at math.

Matematikte iyi değildim.

I like both science and math.

Hem feni hem matematiği severim.

I didn't study math at all.

Ben hiç matematik eğitimi yapmadım.

I was always good at math.

Ben her zaman matematikte iyiyim.

This is a difficult math problem.

Bu zor bir matematik problemi.

Mrs. Paule is my math professor.

Bayan Paule benim matematik profesörüm.

I like math least of all.

Matematiği zerre kadar seviyorum.

Tom is really good at math.

Tom matematikte gerçekten iyidir.

Did you pass your math exam?

- Matematik sınavından geçtin mi?
- Matematik sınavını geçtin mi?

You always were good at math.

Sen her zaman matematikte iyiydin.

You were never good at math.

Matematikte hiç iyi değildin.

I hate math most of all.

Bilhassa matematikten nefret ediyorum.

Tom is very good at math.

Tom matematikte çok iyi.

Solve the following six math problems.

Aşağıdaki altı tane matematik problemini çözünüz.

"Math is fun." "No, it's not."

"Matematik eğlenceli." "Hayır, değil."

Come on, Tom. That's basic math.

Hadi, Tom. Bu temel matematik.

He's not the greatest at math.

O, matematikte en büyük değil.

My math is a little rusty.

Benim matematik biraz paslanmış.