Examples of using "Liquor" in a sentence and their turkish translations:
Likör tüketir misin?
O içki kokuyordu.
İçkimi tutabilirim.
Bu şeker içki içeriyor mu?
Onun nefesi içki kokuyordu.
Bütün likör nerede?
Bu dükkânda likör satılmaz.
Çok büyük miktarda likör tüketir.
Çocuklara likör vermemelisin.
Likör dükkanının sahibidir.
Tom bir likör dükkanının sahibidir.
Ben alkole senden daha iyi dayanabilirim.
İçki satmak için ruhsatın var mı?
Liköre dokunan dudaklar benimkine dokunmayacaklar.
Kabiliye'deki likör dükkanlarını kapattılar.
Burada sadece likör mağazaları ve silah dükkanları var.
Babam hiç likör içmez.
Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.
Bu barın sahibi asla veresiye içki satmaz.
Babam sert likör içmez.
Likör dükkanını soyan adam bir maske takıyordu.
Tom, bir şişe rom almak için içki dükkanına gitti.
Veya Hold My Liquor'deki Justin Vernon'ın katmanlanmış şu vokallerini.
En sevdiğim barımın küçüklere alkol sunmak nedeniyle askıya alınan alkol lisansı vardı.
Su veya çayla doldurduğunuz tüm içki şişelerini yerine koyabilir misiniz?
Hemen sarhoş olan oda arkadaşım partiden sonra eve geldi ve tüm yeni ayakkabılarımın üstüne kustu.
1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.