Examples of using "Inflation" in a sentence and their turkish translations:
Enflasyon düştü.
Enflasyon kontrol altına alındı.
Daha fazla enflasyona ihtiyacımız var mı?
Daha yüksek gaz fiyatları enflasyona neden oluyor.
Yüksek işsizlik ve enflasyon devam etti.
Japonya'da enflasyon oranı %2'dir.
onların 3 kat daha fazla enflasyonu var
Politika yalnızca enflasyonu hızlandıracak.
Enflasyon sorunu partiyi böldü.
Enflasyon kontrolden çıkıyor.
Faiz oranları ve enflasyon yüksekti.
Bu da enflasyonun tam 7 katı eder.
Enflasyon oranı düşüyor.
Maaşın enflasyona ayak uyduruyor mu?
Onun aylığı enflasyona ayak uyduramıyor.
Ağırlıklı olarak enflasyona bel bağlayan bir ekonomik model.
Bu yıl için %4 enflasyon tahmin ediliyor.
Hükümet enflasyonla mücadele etmek için güçlü önlemleri benimsedi.
Biri enflasyonu durdurmak için bir yol bulmalı.
Onun ana hedefi enflasyonu %10'un altında tutmaktı
Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?
Gazete hükümetin enflasyonu durdurmasını istedi.
Enflasyondan sonra geçen yılın gelir artışı % 5 idi.
Enflasyon yavaş yavaş artıyor
Ücretlerin artışı enflasyonla uyuşmuyor.
Türkiye'nin ünlü bir çok şeyi var: Ayasofya, kebap ve... enflasyon
Ve enflasyonu hızlıca kontrol altına aldı. Türk ekonomisi
Enflasyon bu yıl başlangıçta düşündüğümüzden daha kötü olacak.
Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
Enflasyon belli bir düzeye ulaştığında Hükümetler genellikle fiyat kontrolüne başvururlar.
Enflasyondan dolayı, maaşlar yüksek yaşam maliyetine ayak uyduramıyor.
Gelecek yıl maaşlara zam yapılacak ama enflasyon yüzünden zammın çoğu eriyecek.
Enflasyonun başka dönemini önlemek için bir önlem olarak, bizim hükümet faiz oranlarını yükseltti.
1920'li yıllarda Almanya'da enflasyon o kadar yüksekti ki, ısınmak için para yakmak sıradan bir durumdu.