Examples of using "Hopes" in a sentence and their turkish translations:
Umutları söndü.
Umutlarım tazelendi.
Tom Mary'nin kazanmayacağını umuyor.
Bütün umutları yok oldu.
Tom Mary'nin kazanmasını umuyor.
aheste aheste bahsetmiş olmalı.
O umutlarına ulaştı.
Tom mutlu olduğunu umuyor.
Calhoun'ın, Cumhurbaşkanlığı umutları vardı.
Umutları yok oldu.
Tom kazanacağını umuyor.
Kazanacağını umuyor.
Onun hastalığı tüm umutlarını yıktı.
Tom, Mary'nin onu yapacağını umuyor.
Haber umutlarımızı yıktı.
Tom ondan hoşlanacağını umuyor.
O, Paris'i ziyaret etmeyi umut ediyor.
O yurt dışına gitmeyi umuyor.
Tom onu değiştirmeyi umuyor.
Tom'u umutlandırma.
Hemen umutlanma.
Tüm umutlar söndü.
Tom, Mary'nin ölmeyeceğini umuyor.
Tom bunu Mary'nin yaptığını umuyor.
Tom hâlâ kazanmayı umuyor.
Tom Mary'nin kazanmayacağını umuyor.
Tom, Mary'nin ağlamadığını umuyor.
Tom, Mary'nin ağlamayacağını umuyor.
Tom Mary'nin kazanacağını umuyor.
Tom Mary'nin onu affetmesini umuyor.
Tom, Boston'u ziyaret etmeyi umuyor.
Tom bunu yapacağını umuyor.
Tom senin orada olacağını umut ediyor.
Tom Mary'nin bunu yapacağını umuyor.
Tom rütbesinin indirilmeyeceğini umuyor.
Tom, sınır dışı edilmeyeceğini umuyor.
Tom diskalifiye edilmeyeceğini umuyor.
Tom, Mary'nin kazanacağını umduğunu söyledi.
ve umutları ise ringo şaban
Ümitlerimi öyle yükseltmeyin.
Tom seni orada görmeyi umuyor.
Tom, Mary ile konuşacağını umuyor.
Moda tasarımcısı olmayı umuyor.
Tom için yüksek umutlarım vardı.
Onun hastalığı onun tüm umutlarını boşa çıkardı.
O, Paris'i ziyaret edeceğini umuyor.
Tom'u umutlandırmayalım.
Sizin için büyük umutlarım var.
Senin için yüksek umutlarımız var.
Onun için büyük umutlarım var.
Onun için büyük umutlarım var.
- Tom için büyük umutlarım var.
- Tom için yüksek emellerim var.
Ben olsam fazla umutlanmazdım.
O ilginç bir şey olacağını umuyor.
Onlar için büyük umutlarım vardı.
Onlar için büyük umutlarım vardı.
Onun için büyük umutlarım vardı.
Onun için büyük umutlarım vardı.
Tom için büyük umutlarımız var.
O, onun grubunun başarılı olmasını umuyor.
Tom'un umutlarını çok fazla yükseltme.
Tom bir avukat olmayı umuyor.
Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor.
Tom Mary'nin işi alacağını umuyor.
Tom yarın kar yağmayacağını umuyor.
Tom yarın yağmur yağmayacağını umuyor.
Umutların ve hayallerin nelerdir?
O, sınavını geçmeyi umuyor.
Tom bu hafta geri dönmeyi umuyor.
Tom bir gün bunu yapmak istiyor.
Tom öğretmen olmayı umuyor.
Tom, Mary'nin Boston'u ziyaret etmesini umuyor.
Tom hâlâ onu yapmayı umuyor.
Tom bir gün orada yaşamayı umuyor.
Tom, takımının kazanmasını umuyor.
Tom bunu yakında yapmayı umuyor.
Tom, Mary'nin Fransızca okuyacağını umuyor.
Tom hâlâ kazanabileceğini umuyor.
Tom kazanabileceğini umuyor.
Tom hâlâ Mary'nin kazanacağını umuyor.
Tom, Mary'nin kazanamayacağını umuyor.
Tom, Mary'nin kazanacağını umuyor.
Tom, Mary'nin kazanabileceğini umuyor.
Mary, ekibinin kazanmasını umuyor.
Sami, Leyla'nın geri gelmemesini umuyor.
Tom, bunu değiştirmeyi umduğunu söyledi.
Tom, Mary'nin ne yapacağını bildiğini umuyor.
Tom Mary'nin kazanabileceğini umuyor.
Tom, Mary'nin kazanabileceğini umduğunu söyledi.
Tom, ona yardım edeceğini umduğunu söyledi.
Tom, Mary'nin bunu yapmaktan hoşlandığını umduğunu söylüyor.
Tom, Mary'nin kazanabileceğini umduğunu söylüyor.
Tom, Mary'nin kazanabileceğini umduğunu söyledi.
Tom Mary'nin korkmayacağını umut ettiğini söylüyor.
Tom, Mary'nin bunu yapmadığını umduğunu söylüyor.
Tom, Mary'nin bunu yapmayacağını umduğunu söyledi.
Tom, Mary'nin geç kalmayacağını umduğunu söyledi.
ve ne yazık ki umutlarımın kırılmasına izin vermişim.