Examples of using "Headline" in a sentence and their turkish translations:
O başlık son derece yanıltıcıydı.
Başlık biraz yanıltıcı.
Yani özetle, manşetteki istatistik
Los Angeles Times'tan bir manşet:
- Bu sabah gözüme manşet takıldı.
- Bu sabah gözüme başlık takıldı.
Birden gazetelerde şu manşet atıldı
sonra gazetelerde şu manşeti görüyorsunuz
Ertesi gün gazetelere şöyle başlık atılmış: