Translation of "Hardworking" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Hardworking" in a sentence and their turkish translations:

We're hardworking.

Biz çalışkanız.

I'm hardworking.

Ben çalışkanım.

You're hardworking.

Sen çalışkansın.

Tom was hardworking.

Tom çalışkandı.

Are you hardworking?

Sen çalışkan mısın?

I'm very hardworking.

Ben çok çalışkanım.

She is very hardworking.

O çok çalışkan.

She's hardworking and dependable.

O çalışkan ve güvenilir.

He's smart and hardworking.

O akıllı ve çalışkandır.

She's smart and hardworking.

O, zeki ve çalışkan.

- You're diligent.
- You're hardworking.

Sen çalışkansın.

Tom isn't very hardworking.

Tom çok çalışkan değil.

Tom is quite hardworking.

Tom oldukça çalışkan.

Tom was very hardworking.

Tom çok çalışkandı.

- I'm diligent.
- I'm hardworking.

Ben çalışkanım.

- We're diligent.
- We're hardworking.

Biz çalışkanız.

My husband is hardworking.

Kocam çalışkandır.

- I think Tom is hardworking.
- I think that Tom is hardworking.

Tom çalışkan olduğunu düşünüyorum.

- I know that Tom is hardworking.
- I know Tom is hardworking.

Tom'un çalışkan olduğunu biliyorum.

- Tom is a very hardworking man.
- Tom is a very hardworking person.

Tom çalışkan bir adamdır.

In general, Japanese are hardworking.

Genel olarak, Japonlar çalışkandır.

All the men are hardworking.

Tüm erkekler çalışkandır.

Is he a hardworking student?

O, çalışkan bir öğrenci mi?

Tom is hardworking and dependable.

Tom çalışkan ve güvenilir.

Tom is smart and hardworking.

Tom akıllı ve çalışkan.

All my class are hardworking.

Bütün sınıfım çalışkan.

Hardworking people succeed in life.

Hayatta, çalışkan insanlar başarılı oldu.

Tom is hardworking, isn't he?

Tom çalışkan, değil mi?

Tom and Mary are hardworking.

Tom ve Mary çalışkan.

Mary is a hardworking girl.

Mary çalışkan bir kızdır.

Tom is a hardworking man.

Tom çalışkan bir adam.

- He's even more hardworking than you are.
- She's even more hardworking than you are.

O, senden bile daha çalışkan.

He is as hardworking as any.

O, herhangi biri kadar çalışkan.

Germans are said to be hardworking.

Almanların çalışkan olduğu söyleniyor.

Tom is a very hardworking student.

Tom çok çalışkan bir öğrencidir.

Laurie is a very hardworking student.

Lauri çok sıkı çalışan bir öğrencidir.

The Chinese people are exceptionally hardworking.

Çinliler son derece çalışkandırlar.

Tom is as hardworking as any.

Tom her zamanki kadar çalışkan.

- You're very industrious.
- You're very hardworking.

Sen çok çalışkansın.

Tom said that Mary was hardworking.

Tom, Mary'nin çalışkan olduğunu söyledi.

Tom isn't hardworking, but Mary is.

Tom çalışkan değil, ama Mary çalışkan.

Tom is a very hardworking person.

Tom çok çalışkan bir insan.

- She is very hardworking.
- He's very studious.

- O çok çalışkan.
- O çok çalışkandır.

- Are you hardworking?
- Are you hard-working?

Çalışkan mısın?

I believe that people should be hardworking.

İnsanların çalışkan olması gerektiğine inanıyorum.

- Tom is hardworking.
- Tom works a lot.

Tom çalışkan.

She's even more hardworking than you are.

O, senden bile daha çalışkan.

Tom isn't as hardworking as I am.

Tom benim kadar çalışkan değil.

Tom is no more hardworking than Bill is.

Tom Bill'den daha çalışkan değil.

No one is more hardworking than you all.

Hiç kimse sizden daha çalışkan değil.

- Tom is very hardworking.
- Tom is very industrious.

Tom çok çalışkandır.

- Tom is very hardworking.
- Tom is very dexterous.

Tom çok çalışkandır.

- Tom isn't very hardworking.
- Tom isn't very diligent.

Tom çok çalışkan değil.

Mr Kondo is the most hardworking in his company.

Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.

- He's industrious and hard-working.
- He's industrious and hardworking.

O gayretli ve çalışkandır.

I'm a responsible, hardworking, and, above all, professional person.

Ben sorumlu, çalışkan ve her şeyden önce, profesyonel bir kişiyim.

- Tom is hardworking.
- Tom is industrious.
- Tom is studious.

- Tom çalışkandır.
- Tom çalışkan.

You often encourage me to be good and hardworking.

- Beni sık sık iyi ve çalışkan olmam için teşvik edersin.
- Beni sık sık iyi ve çalışkan olmam için cesaretlendirirsin.

Tom isn't as hardworking as he used to be.

Tom eskiden olduğu kadar çalışkan değildir.

Tom is as hardworking as everyone else in the group.

Tom gruptaki diğer herkes kadar çalışkan.

- Tom worked hard.
- Tom was hardworking.
- Tom has worked hard.

Tom çalışkandı.

- Tom is hard-working.
- Tom is hardworking.
- Tom is industrious.

Tom çalışkan.

How is it? we just told so much we said hardworking

nasıl yani yahu? az önce o kadar anlattık çalışkan dedik

Tom is more hardworking than any other student in his class.

Tom sınıftaki herhangi bir öğrenciden daha çalışkandır.

He is honest and hardworking, but his brother is quite otherwise.

O dürüst ve çalışkandır ama erkek kardeşi bunların tam aksidir.

The Japanese are as hardworking as any people in the world.

Japonlar dünyadaki herhangi bir millet kadar çalışkandır.

- Tom is a hard-working person.
- Tom is a hardworking person.

Tom çalışkan bir kişidir.

- I'm a hard worker.
- I'm very hardworking.
- I'm very hard working.

Ben çok çalışkanım.

He is more hardworking than any other student in his class.

Sınıfındaki diğer bütün öğrencilereden daha çalışkan.

My wife is not only the most beautiful woman I've ever met, she's also the most loyal and hardworking.

Karım sadece şimdiye kadar tanıştığım en güzel kadın değil ayrıca en sadık ve en çalışkandır.

The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.

Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.

The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.

Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.