Examples of using "Glance" in a sentence and their turkish translations:
Bana bir bakış fırlattı.
O bize bir bakış fırlattı.
Bir göz atmadan acele ettiler.
İlk bakışta onu beğenmedi.
Bir bakışta onu tanıdım.
Jane bize bir bakış attı.
Bu rapora bir göz atar mısın?
İlk bakışta kolay görünüyor.
İlk bakışta Bay Jones'u tanıdım.
O, evraklara bir göz attı.
O, çaktırmadan kıza baktı.
Buna göz atmak isteyebilirsin.
Tom ve Mary ikisi de John'a bakıyor.
İlk bakışta, onlar mutlu bir ailedirler.
Soru ilk bakışta basit görünüyor.
Gazeteye sadece göz atmak istiyorum.
Ben ilk bakışta aşık oldum.
O bir bakışta durumu kavradı.
İlk bakışta bu iki otobüs birbirine benziyor.
Milyonlarca insan tek bakışta Interlingua'yı anlar.
Bir bakışta yanlış bir şey olduğunu söyleyebildim.
Bir bakışta, çocuğun aç olduğunu anladı.
Bob maskeli olmasına karşın, ben onu bir bakışta tanıdım.
Bakar bakmaz bir sıkıntısı olduğunu anlamıştım.
O, kızının ağladığını bir bakışta gördü.
- Şimdi, ilk bakışta cümleyi yanlış anladığımı görüyorum.
- Şimdi görüyorum ki, ilk bakışta cümleyi yanlış anlamışım.
Onun sıradan bir adam olduğunu bir bakışta anladım.
O kızının ağladığını bir bakışta gördü.
Onun dürüst bir adam olduğunu bir bakışta bildim.
Onun yüzüne bir bakış, bana çalışmaya isteksiz olduğunu söyledi.
Çünkü hepimiz ilk bakışta, pat diye her şeyi anladığımızı sanarız
Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.
Titan ilk bakışta Dünya'ya çok benziyor. Göller ve denizler kuzey yarımkürede dağılıyor ve zaman zaman yağan yağmurlar kumlu yüzeyini nemlendiriyor.