Translation of "Glance" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Glance" in a sentence and their turkish translations:

She gave a glance at me.

Bana bir bakış fırlattı.

She threw a glance at us.

O bize bir bakış fırlattı.

They hurried by without a glance.

Bir göz atmadan acele ettiler.

He disliked her at first glance.

İlk bakışta onu beğenmedi.

I recognized him at a glance.

Bir bakışta onu tanıdım.

Jane threw a glance at us.

Jane bize bir bakış attı.

Will you glance through this report?

Bu rapora bir göz atar mısın?

At a first glance it seems easy.

İlk bakışta kolay görünüyor.

I recognized Mr Jones at first glance.

İlk bakışta Bay Jones'u tanıdım.

He took a glance at the papers.

O, evraklara bir göz attı.

He stole a glance at the girl.

O, çaktırmadan kıza baktı.

You might want to glance at this.

Buna göz atmak isteyebilirsin.

Tom and Mary both glance at John.

Tom ve Mary ikisi de John'a bakıyor.

At first glance, they're a happy family.

İlk bakışta, onlar mutlu bir ailedirler.

At first glance, the question seems simple.

Soru ilk bakışta basit görünüyor.

I just want to glance at the paper.

Gazeteye sadece göz atmak istiyorum.

I fell in love at the first glance.

Ben ilk bakışta aşık oldum.

He took in the situation at a glance.

O bir bakışta durumu kavradı.

The two buses resemble each other at first glance.

İlk bakışta bu iki otobüs birbirine benziyor.

Millions of people understand Interlingua within a single glance.

Milyonlarca insan tek bakışta Interlingua'yı anlar.

I could tell at a glance that something was wrong.

Bir bakışta yanlış bir şey olduğunu söyleyebildim.

At a glance, he knew that the child was hungry.

Bir bakışta, çocuğun aç olduğunu anladı.

Although Bob was in disguise, I recognized him at a glance.

Bob maskeli olmasına karşın, ben onu bir bakışta tanıdım.

I could tell at a glance that she was in trouble.

Bakar bakmaz bir sıkıntısı olduğunu anlamıştım.

He saw at a glance that his daughter had been crying.

O, kızının ağladığını bir bakışta gördü.

Now I see that I misunderstood the sentence at first glance.

- Şimdi, ilk bakışta cümleyi yanlış anladığımı görüyorum.
- Şimdi görüyorum ki, ilk bakışta cümleyi yanlış anlamışım.

I saw at a glance that he was an ordinary man.

Onun sıradan bir adam olduğunu bir bakışta anladım.

She saw at a glance that her daughter had been crying.

O kızının ağladığını bir bakışta gördü.

I knew at a glance that he was an honest man.

Onun dürüst bir adam olduğunu bir bakışta bildim.

One glance at his face told me that he was reluctant to work.

Onun yüzüne bir bakış, bana çalışmaya isteksiz olduğunu söyledi.

Because we all think we get it in a first glance and a sudden flash,

Çünkü hepimiz ilk bakışta, pat diye her şeyi anladığımızı sanarız

Don't worry. He may look intimidating at first glance, but he's actually a very friendly person.

Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.

At first glance, Titan looks a lot like Earth. Lakes and seas are scattered across the northern hemisphere, and occasional rains dampen its sandy surface.

Titan ilk bakışta Dünya'ya çok benziyor. Göller ve denizler kuzey yarımkürede dağılıyor ve zaman zaman yağan yağmurlar kumlu yüzeyini nemlendiriyor.