Translation of "Investment" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Investment" in a sentence and their turkish translations:

investment.

uygun bir ortam değildi.

A amazing investment.

İnanılmaz bir yatırım.

It's an investment.

Bu bir yatırım.

London’s benefits for investment.

Londra'nın yatırım için yararlarını anlatmak.

It's a bad investment.

Kötü bir yatırım.

It's a good investment.

Bu iyi bir yatırım.

We encourage foreign investment.

Yabancı yatırımları teşvik ediyoruz.

This investment is risky.

Bu yatırım risklidir.

Order to recoup our investment.

180 yıl sürerdi.

Tom is an investment banker.

Tom bir yatırım bankacısı.

Tom is no investment banker.

Tom yatırım bankacısı değildir.

Tom gave me investment advice.

Tom bana yatırım tavsiyesi verdi.

Is it a good investment?

Bu iyi bir yatırım mı?

That investment is losing money.

Bu yatırım para kaybediyor.

Foreign investment has fallen by half.

Dış yatırımlar yarı yarıya düştü

The investment now yields him 6%.

Yatırım şimdi ona % 6 kazanç sağlıyor.

Savings bonds are a stable investment.

Tasarruf tahvilleri istikrarlı bir yatırımdır.

That sounds like a good investment.

Bu iyi bir yatırım gibi görünüyor.

I think it's a good investment.

Bence bu iyi bir yatırım.

The government's investment will create many jobs.

- Hükümetin yatırımı birçok istihdam yaratacak.
- Hükûmetin yatırımı çok sayıda iş imkânı sağlayacak.

Education is an investment in the future.

Eğitim geleceğe yatırımdır.

It does not constitute an investment advice.

Yatırım tavsiyesi değildir.

I bought this house as an investment.

Bu evi yatırım için aldım.

This is a very interesting investment opportunity.

Bu çok ilginç bir yatırım fırsatı.

Tom tripled his investment in six months.

- Tom altı ay içerisinde yatırımını üçe katladı.
- Tom altı ayda yatırımını üçe katladı.

Tom doubled his investment in a year.

Tom'un bir yıl içinde yatırımını iki katına çıkardı.

Bouteflika opened Algeria's economy to foreign investment.

Buteflika, Cezayir ekonomisini dış yatırıma açtı.

- An investment in knowledge pays the best interest.
- An investment in knowledge always pays the best interest.

Bilgiye yatırım her zaman en iyi faizi öder.

- Tom wished he had put more money into that investment.
- Tom wished he'd put more money into that investment.
- Tom wished that he'd put more money into that investment.

Tom o yatırıma daha fazla para yatırmış olmayı diledi.

A 6% yield is guaranteed on the investment.

Yatırımda % 6 getiri garanti ediliyor.

This is the best investment I've ever made.

Bu şimdiye kadar yaptığım en iyi yatırım.

This investment is not for the risk-averse.

Bu yatırım, riskten kaçınanlar için değildir.

I don't think it is a good investment.

Onun iyi bir yatırım olduğunu düşünmüyorum.

Training is not a luxury, it's an investment.

Eğitim bir lüks değil, bu bir yatırım.

It included investment in areas like nutrition and materials.

Beslenme ve malzeme gibi alanlara yapılan yatırımları da içeriyordu.

15 years ago, I left a US investment bank

15 sene önce devlete ait büyük bir İtalyan petrol şirketine katılmak için

No, sorry, it isn’t public investment, it’s current expenditure!

Hayır, üzgünüm, kamu yatırım değil. cari harcamalar!

But also attracts investment from a lot of companies.

Ayrıca pek çok şirketten yatırımda çekiyor.

I took a risk when I made the investment.

Yatırım yaptığımda riski göze aldım.

Today we are starting a very big investment project.

Bugün çok büyük bir yatırım projesi başlatıyoruz.

The investment firm tricked customers into buying worthless stock.

Yatırım firması, değersiz hisse senedi satın alarak müşterilerini aldattı.

He looked for a profitable investment for his capital.

Sermayesi için kârlı bir yatırım arıyordu.

In our opinion, solar panels are a good investment.

Bize göre, güneş panelleri iyi bir yatırımdır.

Buying a house has stopped being a good investment.

Ev satın almak iyi bir yatırım olmaktan çıktı.

Then we'll attract investment in diversified areas of our economy,

Ardından, turizmden balıkçılığa, yenilenebilir enerjiden üretime,

Creation of formal jobs and investment, and partly with debt.

resmi iş ve yatırım yaratılması, ve kısmen borçla.

He lost a lot of money in the stock investment.

- Borsa yatırımında çok para kaybetti.
- Hisse senedi yatırımında çok para kaybetti.

Many people feel that gold is the most secure investment.

Birçok kişi, altının en güvenli yatırım olduğunu hissediyor.

It was clear: boost growth, investment, and create millions of jobs.

Gayet açıktı; büyümeyi ve yatırımı arttırmak ve milyonlarca iş yaratmak.

If Tom had made that investment, he'd be a billionaire today.

Tom o yatırımı yapmış olsaydı, bugün bir milyarder olurdu.

Tom expected at least a ten percent return on his investment.

Tom yaptığı yatırımdan en az yüzde on dönüş umuyordu.

So, thanks to all that effort, China has had high investment rates.

Bu çaba sayesinde, Çin yüksek yatırım oranları gördü.

Following this, Morgan Stanley and Credit Suisse, two powerful investment banks, expect

Bunu takiben, Morgan Stanley ve Credit Suisse, iki güçlü yatırım bankası,

It seems Mr. Dickinson found a virgin paradise for investment, doesn’t it?

Öyle görülüyor ki Bay Dickinson yatırım için el değmemiş bir cennet bulmuş, değil mi?

Great future for the UAE with Significant foreign investment and more and more

ve BAE için büyük bir gelecek öngören ülkede umut verici bir ekonomik ortamla destekleniyor.

Accumulated investment in these tax free zones rose to almost 6000 million dollars.

bu vergiden muaf bölgelerdeki birikmiş yatırımlar neredeyse 6000 milyon dolara ulaştı.

So consider this, it doesn't actually sound like that good of an investment.

O halde bunu dikkate alırsak, bu iyi bir yatırım gibi gözükmüyor.

- Modi has also eliminated many restrictions on foreign investment, and has passed the

- Modi, yabancı yatırımlardaki pek çok kısıtlama kaldırıldı.

I know that my investment is safe in the hands of Tom Jackson.

Ben, yatırımımın Tom Jackson'ın ellerinde güvende olduğunu biliyorum.

Tom has been working in an investment bank for the last few years.

Tom son birkaç yıldır bir yatırım bankasında çalışıyor.

(“The fast spread of off-balance activities and bank investment actually means risk of

( '' Bilanço dışı aktivitelerin hızlı yaygınlaşması ve banka yatırımlarının aslında anlamı,

To further boost foreign investment, at the beginning of this century the Dubai authorities

Yabancı yatırımı arttırmak için, bu yüzyılın başında Dubai otoriteleri

Anger is a good investment. You always get back more than you give out.

Öfke iyi bir yatırımdır. Her zaman, kaybettiğinden fazlasını geri alırsın.

Yesterday Mary was sentenced to two years eight months in jail for investment fraud.

Dün Mary, yatırım dolandırıcılığı nedeniyle iki yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırıldı.

At the moment, its commitment to free trade and investment, and its policies aimed at

Şu anda, serbest ticarete ve yatırıma olan kararlılığı ve yasal güvenliği

And on the top of it, this solves the biggest problem Djibouti had for investment.

Ve hepsinden öte, Cibuti'nin yatırımla ilgili en önemli sorununu çözdü.

The main person who caused that financial scandal is the president of ABC investment bank.

O mali skandala neden olan asıl kişi ABC yatırım bankasının başkanıdır.

Investment in education is undoubtedly the only effective way to bring a country out of poverty.

- Eğitimde yatırım bir ülkeyi yoksulluktan kurtarmanın tek etkili yoludur.
- Eğitime yatırım şüphesiz ki bir ülkeyi yoksulluktan kurtarmanın tek etkili yoludur.

It also has to make a lot of investment in order to compete - for example it’s factories

Ayrıca rekabet edebilmek için çok fazla yatırım yapmak zorundaydı ki örneğin fabrikalar

See, in the last 5 years direct foreign investment in the tourism sector has grown by more than

Son 5 yılda doğrudan yabancı yatırıma bakınız. turizm sektöründe daha fazla büyüdü

Iceland’s prime minister, Sigmundur Davíð Gunnlaugsson, resigned after it was revealed that his wife owned an offshore investment company.

İzlanda başbakanı Sigmundur David Gunnlaugsson, karısının bir offshore yatırım şirketi sahibi olduğu ortaya çıktıktan sonra istifa etti.

If someone says they've bought a house as an investment then as a rule, they paid too much for it.

Eğer biri bir yatırım olarak ev aldıklarını söylüyorsa o zaman bir kural olarak onun için çok fazla para verdiler.

A high savings rate is cited as one factor for Japan's strong economic growth because it means the availability of abundant investment capital.

Yüksek tasarruf oranı Japonya'nın güçlü ekonomik büyümesi için bir faktör olarak kabul edilmektedir.Çünkü o bol yatırım sermayesi kullanılabilirliği anlamına gelmektedir.