Translation of "Encourage" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Encourage" in a sentence and their turkish translations:

Promotions encourage translators.

Promosyonlar çevirmenleri teşvik eder.

Don't encourage her.

- Onu teşvik etmeyin.
- Onu cesaretlendirmeyin.

Don't encourage him.

- Onu teşvik etmeyin.
- Ona cesaret vermeyin.

Don't encourage Tom.

Tom'u teşvik etmeyin.

I encourage my brother.

Erkek kardeşimi teşvik ediyorum.

And you encourage him?

- Ya siz onu teşvik ediyor musunuz?
- Ya sen onu teşvik ediyor musun?

This must encourage you.

Bu sizi teşvik etmelidir.

Encourage everyone to participate.

Katılmaları için herkesi teşvik et.

Let's encourage the players.

Hadi oyuncuları teşvik edelim.

We encourage your participation.

Katılımınızı destekliyoruz.

We encourage foreign investment.

Yabancı yatırımları teşvik ediyoruz.

Encourage him to do it.

Onu bunu yapmaya teşvik et.

That's something I won't encourage.

O teşvik etmeyeceğim bir şey.

, gave the order to encourage tourism.

, turizmi teşvik etmek için emir verdi.

Try to encourage me a little.

Beni biraz teşvik etmeye çalış.

I will go to encourage him.

Onu teşvik edeceğim.

I encourage you to do so.

Ben sizi öyle yapmaya teşvik ediyorum.

We have to encourage each other.

- Birbirimizi teşvik etmek zorundayız.
- Birbirimizi cesaretlendirmek zorundayız.

Please encourage Tom to do that.

Lütfen Tom'u bunu yapmaya teşvik edin.

And so I encourage corporations in America

Bu yüzden ben, Amerika'daki kurumları,

encourage the companies to do the same.

ve şirketleri aynısını yapmaya teşvik etti.

You must encourage him to try again.

Tekrar denemesi için onu teşvik etmelisin.

I cannot encourage Ken. He's my opponent.

Ken'i teşvik edemem. O benim rakibim.

Did Marika encourage you to learn Finnish?

Marika seni Fince öğrenmen için destekledi mi?

Parents should encourage their children to read.

Ebeveynler çocuklarını okumaya teşvik etmeli.

Tom and I often encourage each other.

Tom ve ben sık sık birbirimizi teşvik ediyoruz.

Parents need to encourage their children to read.

Anne ve babaların, çocuklarını kitap okumaya teşvik etmeleri gerekir.

How do you encourage people to do that?

İnsanları onu yapmak için nasıl cesaretlendiriyorsunuz?

Why did you encourage Tom to do that?

Tom'u neden bunu yapmaya teşvik ettiniz?

I encourage every industry to start doing antiracism work,

Kişisel olarak ve sosyal bir değişim perspektifinden,

I want to encourage my people to the streets

"Milletimizi illerimizin meydanlarına davet ediyorum."

You often encourage me to be good and hardworking.

- Beni sık sık iyi ve çalışkan olmam için teşvik edersin.
- Beni sık sık iyi ve çalışkan olmam için cesaretlendirirsin.

My hope is this Google Maps project will encourage support.

...Google Haritalar projesinin desteği artıracağını umuyorum.

It is a campaign to encourage young people to vote.

Gençleri oy vermeye teşvik edecek bir kampanyadır.

My mother tried to encourage me to eat a healthier diet.

Annem beni daha sağlıklı bir diyet yemeye teşvik etti.

You might want to encourage Tom to do his own homework early.

Tom'u kendi ev ödevini erkenden yapması için teşvik etmek isteyebilirsin.

I think we need to encourage Tom to study a little harder.

Sanırım Tom'u biraz daha çok çalışması için teşvik etmeliyiz.

I'll do whatever I can to encourage Tom to stay in school.

Tom'u okulda kalmaya teşvik etmek için elimden geleni yapacağım.

Society does not encourage relationships between people who have a large age gap.

Toplum büyük bir yaş farkı olan insanlar arasında ilişkiyi teşvik etmez.

What do you think is the best way to encourage Tom to study more?

Tom'u daha çok çalışmaya teşvik etmek için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?

We have to figure out a way to encourage Tom to do the right thing.

Biz Tom'u doğru şeyi yapmaya teşvik etmek için bir yol bulmak zorundayız.

Tom didn't want to encourage Mary to do anything that might get her in trouble.

Tom, Mary'yi başını belaya sokacak bir şey yapmaya teşvik etmek istemedi.

One way to lower the number of errors in the Tatoeba Corpus would be to encourage people to only translate into their native languages.

Tatoeba Korpus'taki hataların sayısını azaltmanın bir yolu, insanları sadece kendi anadillerine çeviriler yapmaya teşvik etmek olabilir.

The 26th of September is the European Day of Languages. The Council of Europe wants to draw attention to the multilingual heritage of Europe, to foster the evolution of multilingualism in society and to encourage citizens to learn languages​​. Tatoeba, as an easy-to-use learning tool and an active community, promotes the study and appreciation of languages in a very practical way.

Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.