Examples of using "Flesh" in a sentence and their turkish translations:
Aslanlar et ile beslenirler.
İnsanın doğası ölümlüdür.
Et korkunç kokuyor.
Benim kanımdan ve canımdansın.
Bu hayvan etle beslenir.
Bu sadece bir sıyrık.
böbrek yetmezliği ve kangreni atlattı.
Tom benim neslim.
Fadıl, Leyla'nın etini pişirip yedi.
Etle karşılaştırdığınızda
O etten ve kandan oluşan bir adam.
Onların insan eti yedikleri doğru mu?
Onun yaraları et yiyen kurtçuklarla istila edildi.
Ten ışık yaymaz... ya da yayar mı?
Onların dediği gibi, bu sadece bir sıyrık.
İnsan etiyle aynı optik özelliklere sahip.
Aslan ölü zürafanın etini kopardı.
Ruh isteklidir fakat beden güçsüzdür.
İnsan etinin tadını tanımlamak zordur.
normal bedene kıyasla beş kat daha fazla kana sahip.
Kendi canından, kendi kanından birine nasıl böyle davranabilirsin?
O tüm kusurları ile birlikte etten ve kandan oluşan bir adamdır.
Adem, "İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, etimden alınmış ettir" dedi, "Ona 'Kadın' denilecek, çünkü o adamdan alındı."
Yani sadece kırmızı ışıkla kemik ve bedenlerimizin içini görebiliyoruz.
Tanrı'nın kuralları, kan yemeyi yasaklamıştır çünkü canlılara yaşam veren kandır.
Yeryüzüne ne zaman bulut göndersem, yayım bulutların arasında ne zaman görünse, sizinle ve bütün canlı varlıklarla yaptığım antlaşmayı anımsayacağım: Canlıları yok edecek bir tufan bir daha olmayacak.
Bu nedenle adam anasını babasını bırakıp karısına bağlanacak ve ikisi tek beden olacak.
Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı. Tanrı Nuh'a, "İnsanlığa son vereceğim" dedi, "Çünkü onların yüzünden yeryüzü zorbalık doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim."
Tanrı, Nuh'a "Kendimle yeryüzündeki bütün canlılar arasında sürdüreceğim antlaşmanın belirtisi budur" dedi.
RAB, "Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür" dedi, "İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak."
Gemiye giren hayvanlar Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi erkek ve dişiydi. RAB Nuh'un ardından kapıyı kapadı.
RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.
Sağ kalabilmeleri için, her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.
Bütün canlılar size yiyecek olacak. Yeşil bitkiler gibi, hepsini size veriyorum. Yalnız kanlı et yemeyeceksiniz, çünkü kan canı içerir.
Sizinle antlaşmamı sürdüreceğim: Bir daha tufanla bütün canlılar yok olmayacak. Yeryüzünü yok eden tufan bir daha olmayacak.
Yeryüzüne tufanı ben göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her şey ölecek.
Bulutlarda ne zaman yay görünse, ona bakıp yeryüzünde yaşayan bütün canlılarla yaptığım sonsuza dek geçerli antlaşmayı anımsayacağım.
Yeryüzünde yaşayan bütün canlılar yok oldu; kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler, bütün insanlar, soluk alan bütün canlılar öldü.
Onlarla birlikte her tür hayvan - evcil hayvanların, sürüngenlerin, kuşlarla uçan yaratıkların her türü - gemiye bindi. Soluk alan her tür canlı çifter çifter Nuh'un yanına gelip gemiye bindi.
Tanrı Nuh'a, "Karın, oğulların ve gelinlerinle birlikte gemiden çık" dedi, "Kendinle birlikte bütün canlıları, kuşları, hayvanları, sürüngenleri de çıkar. Türesinler, verimli olsunlar ve yeryüzünde çoğalsınlar."