Translation of "Painting" in Turkish

- Tom's painting.
- Tom is painting.

Tom resim yapıyor.

Tom's painting.

Tom boyuyor.

I'm painting.

Resim yapıyorum.

Hang the painting.

Tabloyu as.

I was painting.

Ben resim yapıyordum.

I like painting.

Ressamlığı seviyorum.

- I am painting the garage.
- I'm painting the garage.

Garajı boyuyorum.

- It's a beautiful painting.
- It is a beautiful painting.

Bu güzel bir tablo.

In painting those walls,

O duvarları boyarken

I'm painting the house.

Ben evi boyuyorum.

I also like painting.

Ben aynı zamanda resim yapmayı da severim.

I like painting, too.

Ben de resim yapmayı seviyorum.

He's painting his house.

O, evini boyuyor.

This is my painting.

Bu benim resmim.

Tom likes painting pictures.

Tom resim çizmekten hoşlanır.

It's only a painting.

Bu sadece bir tablo.

Who painted this painting?

Bu resmi kim yaptı?

I like your painting.

Resmini seviyorum.

The fence needed painting.

Çitin boyanmaya ihtiyacı vardı.

That's a beautiful painting.

O güzel bir tablo.

Has Tom's painting improved?

Tom'un ressamlığı gelişti mi?

Your house needs painting.

Evinin boyanması gerek.

Painting is my passion.

Resim yapmak benim tutkumdur.

This is a painting.

Bu bir resim.

This gate needs painting.

Bu kapının boyanmaya ihtiyacı var.

This house needs painting.

Bu ev boyanılmalı.

I'm painting Easter eggs.

Paskalya yumurtalarını boyuyorum.

His hobby is painting.

Onun hobisi resim yapmaktır.

Tom completed his painting.

Tom tablosunu tamamladı.

She's painting her house.

O, evini boyuyor.

This painting was expensive.

Bu tablo pahalıydı.

- She is fond of painting a picture.
- She likes painting pictures.

O, resim yapmayı sever.

Just because he likes painting doesn't mean he's good at painting.

Onun sadece tablo yapmayı sevmesi onun tablo yapmada iyi olduğu anlamına gelmez.

"See these walls we're painting?

“Boyadığımız duvarları görüyor musunuz?

Finally, I finished a painting.

Nihayet, bir resim bitirdim.

He is fond of painting.

O resim yapmaya düşkündür.

His hobby is painting pictures.

Onun hobisi resimler yapmaktır.

She's painting her room white.

O, odasını beyaza boyuyor.

Tom is painting his room.

Tom odasını boyuyor.

I'm painting an Easter egg.

Bir Paskalya yumurtası boyuyorum.

Tom is painting a picture.

Tom bir resim çiziyor.

Tom is painting his house.

Tom evini boyuyor.

Tom is good at painting.

Tom resim yapmada iyidir.

This painting isn't complete yet.

Bu tablo henüz tam değil.

I like painting with watercolors.

Sulu boya ile resim yapmayı severim.

Tom really likes your painting.

Tom senin tablonu gerçekten sever.

How old is that painting?

O tablo kaç yıllık?

Ann finished painting the picture.

Ann resmi yapmayı bitirdi.

I am painting my garage.

Garajımı boyuyorum.

Tom is painting the deck.

Tom güverteyi boyuyor.

Painting Easter eggs is fun.

Paskalya yumurtalarını boyamak eğlencelidir.

She looked at the painting.

O, tabloya baktı.

What's your favorite painting medium?

En sevdiğiniz boyama araçları nelerdir?

Jack is interested in painting.

Jack, resim yapmakla ilgilenir.

This painting is a forgery.

Bu tablo bir sahtecilik.

Do you have the painting?

Tablon var mı?

They're painting the fence tomorrow.

Yarın çiti boyuyorlar.

Tom looked at the painting.

Tom resme baktı.

I don't like painting children.

Çocukların resmini yapmayı sevmiyorum.

Tom is painting his fence.

Tom çitini boyuyor.

Is that an original painting?

O, orijinal bir tablo mu?

That painting is a copy.

O resim bir kopyadır.

That's a really good painting.

O gerçekten iyi bir tablo.

I've been painting the ceiling.

Ben tavanı boyuyorum.

Tom will buy that painting.

Tom o tabloyu satın alacak.

This is a beautiful painting.

Bu güzel bir resim.

Tom is interested in painting.

Tom resimle ile ilgileniyor.

I was painting a picture.

Bir resim yapıyordum.

I'm very interested in painting.

Tablo ile çok ilgileniyorum.

I may buy that painting.

O tabloyu alabilirim.

That's a very beautiful painting.

Bu çok güzel bir resim.

Tom got his painting framed.

Tom resmini çerçeveletti.

Sami was painting the bedroom.

Sami yatak odasını boyuyordu.

Who created this oil painting?

Bu yağlı boyayı kim yarattı?

So in this painting by Magritte,

Magritte'nin bu eserinde,

Actually more accurately describes the painting

aslında eseri, sadece ''Şömineden çıkan

The boy enjoyed painting a picture.

Çocuk bir resim çizmekten zevk aldı.

How did you obtain this painting?

Bu resmi nasıl elde ettiniz?

The painting is all but finished.

Resim neredeyse bitti.

He has an aptitude for painting.

O, ressamlık için yeteneklidir.

It looks like a Michelangelo painting.

Michelangelo tablosu gibi görünüyor.

Tom is looking at the painting.

Tom resme bakıyor.

Picasso painted this painting in 1950.

Picasso bu tabloyu 1950 yılında yaptı.

This painting has already been sold.

Bu resim şimdiden satıldı.

You were wrong about the painting.

Sen tablo hakkında hatalıydın.

Have you ever tried body painting?

Hiç vücut boyama denedin mi?

He had a talent for painting.

Onun resim yapmaya yeteneği var.

I need help painting the fence.

Çiti boyarken yardıma ihtiyacım var.

What period is this painting from?

Bu resim hangi dönemden?

Where did the painting come from?

Tablo nereden geldi?

Who's that guy in the painting?

Resimdeki o adam kim?

Tom is very interested in painting.

Tom resim yapmayla çok ilgileniyor.

Tom is painting the house himself.

Tom evi kendisi boyuyor.