Translation of "Fasting" in Turkish

I'm fasting.

Ben oruç tutuyorum.

Who's fasting?

Kim oruç tutuyor?

We're fasting.

Biz oruç tutuyoruz.

Tom is fasting.

Tom oruç tutuyor.

Sami is fasting.

- Sami oruçlu.
- Sami oruç.
- Sami oruç tutuyor.

I am fasting today.

Bugün oruç tutuyorum.

Sami is fasting today.

- Sami bugün oruçlu.
- Sami bugün oruç tutuyor.

Sami did uninterrupted fasting.

- Sami visal orucu tuttu.
- Sami bağlamalı oruç tuttu.

Sami started fasting that day.

Sami o gün oruç tutmaya başladı.

Sami and Layla are fasting.

- Sami ve Leyla oruçlu.
- Sami ve Leyla oruç tutuyor.

Fadil started fasting although he wasn't a Muslim.

Fadıl bir Müslüman olmamasına rağmen oruç tutmaya başladı.

Fasting helps the body cleanse and repair itself.

Oruç vücudun kendini temizleyip onarmasına yardımcı olur.

Tom is doing intermittent fasting to lose weight.

Tom kilo vermek için aralıklı oruç diyeti yapıyor.

- Sami performed sawm al-wisal.
- Sami did uninterrupted fasting.

- Sami visal orucu tuttu.
- Sami bağlamalı oruç tuttu.

Tom tried intermittent fasting, but died of complications soon after.

Tom aralıklı oruç tutmayı denedi, ancak kısa süre sonra hastalıktan öldü.

The five pillars of Islam are belief, worship, fasting, almsgiving, and pilgrimage.

İslam'ın beş şartı; şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmektir.

Tom tried intermittent fasting, but his job was too hectic to allow it.

Tom aralıklı olarak oruç tutmaya çalıştı, ancak işinin çok yoğun oluşundan devam edemedi.