Translation of "Falls" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Falls" in a sentence and their turkish translations:

Night falls.

Gece çöküyor.

The temperature falls.

Isı düşüyor.

Tom never falls.

Tom asla düşmez.

The tree falls.

Ağaç düşüyor.

It falls on Sunday.

Pazar günü yağar.

If the region falls sick,

Eğer bölge hastalanırsa,

Before night falls once again.

...güneşin sıcağının tadını çıkarma vakti.

So it falls on us

Demek ki bizim üzerimize düşen

My birthday falls on Sunday.

Doğum günüm pazara rastlıyor.

He often falls in love.

- O, sık sık âşık olur.
- Sık sık âşık olur.

In winter, night falls quickly.

Kışın gece çabuk çöker.

His birthday falls on Sunday.

Onun doğum günü pazara rastlıyor.

In winter night falls early.

Kışın gece erken çöker.

The dew falls in early morning.

Her sabah çiy görünür.

Christmas falls on Sunday this year.

Noel, bu yıl pazara denk geliyor.

He falls in love with Aiesha.

O Aiesha'ye aşık oldu.

Tom sometimes falls asleep in class.

Tom bazen sınıfta uyur.

Come back home before night falls.

Hava kararmadan önce eve dön.

Tom always falls for my jokes.

Tom her zaman benim fıkralarımı çok beğenir.

Christmas falls on Monday this year.

Noel bu yıl pazartesi gününe rastlıyor.

It falls under the rubric of art.

sanat dalının çatısı altında.

A set light falls on Neil Armstrong

Neil Armstrong'un üzerine bir set ışığı düşmesi

Our video falls on your notification screen

bildirim ekranınıza videomuz düşer

Culture Day falls on Monday this year.

Bu yıl Kültür Günü pazartesi gününe rastlıyor.

The next holiday falls on a Sunday.

Gelecek tatil bir Pazar gününe rastlıyor.

My birthday falls on Friday this year.

Bu yıl doğum günüm cuma gününe rastlıyor.

Tom falls asleep every night watching TV.

Tom her gece televizyon izlerken uyuyakalır.

The rain falls and moistens the trees.

Yağmur yağar ve ağaçları nemlendirir.

Sami falls into that category of people.

Sami o kategorideki insanlar arasında yer alır.

My father often falls asleep while watching TV.

Babam TV izlerken sık sık uykuya dalar.

My father often falls asleep while watching television.

Babam televizyon izlerken sık sık uyuyakalıyor.

Christmas Day falls on December 25th every year.

Noel Günü her yıl 25 Aralık gününe denk gelir.

This year New Year's Day falls on Sunday.

Bu yıl, Yeni Yıl Pazar gününe denk geliyor.

My birthday falls on a Sunday this year.

Bu yıl doğum günüm bir pazara rastlıyor.

This year, Valentine's Day falls on a Sunday.

Bu yıl Sevgililer Günü bir pazar gününe denk geliyor.

This year, Valentine's Day falls on a Thursday.

Bu yıl, Sevgililer günü bir perşembe gününe düşüyor.

When she falls in love, she looks depressed.

O aşık olduğunda bunalımlı görünüyor.

Tom almost always falls asleep while watching TV.

Tom neredeyse her zaman TV izlerken uykuya dalar.

My father's birthday falls on Sunday this year.

Babamın doğum günü bu yıl pazar gününe denk geliyor.

He falls into the same fault as we do.

Bizim düştüğümüz hataya düşer.

I began to experience a series of inexplicable falls.

sebebi bilinmeyen düşmeler yaşamaya başladım.

He who wears armor falls with a big crash!

Zırh giyen büyük bir çarpışmayla düşer!

The accent of "guitar" falls on the second syllable.

"Gitar" ın vurgusu ikinci hecede düşer.

When the last leaf falls, I must go, too.

Son yaprak düştüğünde, ben de gitmeliyim.

In Esperanto a stress falls on the penultimate syllable.

Esperantoda vurgu sondan bir önceki heceye gelir.

Rain is the water that falls from the clouds.

Yağmur bulutlardan düşen sudur.

Tom falls in love with every woman he meets.

Tom tanıştığı her kadına âşık olur.

In the melee the True Cross falls into Muslim hands.

Yakın dövüşte Gerçek Haç Müslümanlara düşer eller.

As night falls he signals his army to proceed marching.

Gecenin çökmesiyle ordusuna ilerlemeyi başlatmaları için sinyal verdi.

Changes the shape of the cells, and the leaf falls.

hücrelerin şeklini değiştirir ve yaprak düşer.

When we sleep, our body temperature falls by several degrees.

Uyuduğumuzda vücut sıcaklığı birkaç derece düşer.

Tom falls in love with every beautiful girl he meets.

Tom tanıştığı her güzel kıza aşık olur.

Everybody falls in love at least once in their lives.

Herkes hayatları boyunca en az bir kere aşık olur.

Tom falls asleep as soon as he gets into bed.

Tom yatağa girer girmez uykuya dalar.

- Tom almost always falls to sleep at night hugging his teddy bear.
- Tom almost always falls asleep at night hugging his teddy bear.

Tom neredeyse her gece oyuncak ayısına sarılarak uyuyakalır.

I found out that there is a trap our mind falls into.

Zihnimizin içine düştüğü bir tuzağın var olduğunu buldum.

When we are asleep, bodily functions slow down and body temperature falls.

Uyuduğumuzda vücut fonksiyonları yavaşlar ve vücut sıcaklığı düşer.

- The night falls fast in winter.
- In the winter, days are shorter.

Kışın hava erken kararır.

So everything that falls off our clothes is flushed down the drain.

Yani kıyafetlerimizden dökülen her şey kanaldan aşağı dökülüyor.

By the way, let me tell you, the Moon falls down to Earth.

Bu arada Ay, Dünya'ya düşüyor. Bunu da söyleyeyim size.

Once night falls, the seals should have a better chance of sneaking past.

Karanlık çökünce... ...fokların görülmeden geçme şansının artması gerekir.

The way to bring those people into society falls on us, their friends.

o insanları topluma kazandırmanın yolu ise bizlere yani o kişilerin arkadaşlarına düşüyor

While you are asleep, the bodily functions slow down and body temperature falls.

Siz uyurken bedensel işlevler yavaşlar ve vücut sıcaklığı düşer.

Verlaine's poem says, "Tears fall in my heart, as rain falls on the city."

Verlaine şiiri der "yağmur kente düştükçe gözyaşları kalbime düşer"

He falls in love as soon as he sees a girl with green eyes.

Yeşil gözlü bir kız görünce hemen âşık olur.

If the moon falls down, how does Earth pull apples and the Moon towards itself?

Ay Dünya'ya düşüyorsa, Dünya elmayı ve Ay'ı nasıl kendine çekiyor?

Dolkun is a handsome lad. Every girl who's seen him falls in love with him.

Dolkun, yakışıklı bir genç. Onu her gören kız aşık oluyor.

"What are you most afraid of, Tom?" "That Mary falls in love with someone else."

"Tom, seni en çok korkutan şey ne?" "Mary'nin başkasına aşık olması."

A language is considered dead when the number of native speakers falls to less than 10.

Anadili olarak konuşan kişi sayısı 10'dan aza düştüğünde bir dil ölü olarak kabul edilir.

When the full moon falls down on the roof at night, all the farmers are woken up.

Gece dolunay çatının üzerine düştüğünde, tüm çiftçiler uyanır.

But as the axe falls he jerks his head back… and the falling axe cuts off the hands of

saçlarımda endişe değilim”diyor kafa kesimi devam edebilir. " Ama balta düşerken başını geriye doğru çeker… ve düşen balta

- The snow is falling softly.
- Snowflakes are gently falling.
- The snow falls softly.
- The snow is coming down gently.

Sessiz, sessiz kar yağıyor.

More than 30 water buffalo have died in the past month and many more are threatened with disease as the water level falls.

Geçtiğimiz ayda 30'dan fazla manda öldü ve su seviyesi düştükçe daha çok ölümle tehdit ediliyorlar.

Tom wrote a book about a young man who, in the distant future, falls in love with an extraterrestrial girl, during an invasion of the earth.

Tom; uzak gelecekte Dünya'ya edilen bir istilada uzaylı bir kıza aşık olan genç bir adamla ilgili bir kitap yazdı.

The human eye is blind to nearly the entire electromagnetic spectrum, except for the very narrow range of light that falls in what we call the visible range.

İnsan gözü görülebilir aralık dediğimiz çok dar ışık aralığı hariç neredeyse tüm elektromanyetik spektrum için kördür,

- Careful of his health, he seldom falls ill.
- Being careful about his health, he seldom gets sick.
- He seldom gets sick because he is careful about his health.
- He almost never gets sick because he is careful about his health.

O, sağlığı hakkında dikkatli olduğu için neredeyse hiç hasta olmaz.

- The climate here is very mild, and snow seldom falls even in winter.
- The climate here is very mild, so it seldom snows here even in the winter.
- Since the climate here is very mild, it seldom snows here even in the winter.

Buradaki iklim çok yumuşak olduğu için burada kışın bile nadiren kar yağar.