Translation of "Except" in Turkish

- Everyone laughed except for Tom.
- Everybody laughed except Tom.
- Everyone laughed, except Tom.

Tom hariç herkes güldü.

- Everyone laughed except us.
- Everybody laughed except us.

Bizim haricimizde herkes güldü.

- Everyone laughed except them.
- Everybody laughed except them.

Onların haricinde herkes güldü.

- Everyone laughed except her.
- Everybody laughed except her.

O hariç herkes güldü.

- Everyone left, except for us.
- Everyone left except for us.
- Everyone went except us.

Biz hariç herkes terk etti.

Except, with neurons,

Tek fark şu ki, nöronlarda

except to defecate,

dışlamak için hariç,

- Everyone did that, except Tom.
- Except for Tom, everyone did that.
- Except for Tom, everybody did that.
- Everybody did that, except Tom.

Bunu Tom dışında herkes yaptı.

- Everyone did that, except Tom.
- Except for Tom, everyone did that.
- Everybody did that, except Tom.

Bunu Tom dışında herkes yaptı.

- Everyone did it, except Tom.
- Everyone did that, except Tom.

Tom dışında herkes onu yaptı.

- Tom blamed everyone except himself.
- Tom blamed everybody except himself.

Tom kendisi hariç herkesi suçladı.

- Everyone was there except Tom.
- Everybody was there except Tom.

Tom dışında herkes oradaydı.

- Everyone laughed except for Tom.
- Everybody laughed but Tom.
- Everybody laughed except Tom.
- Everyone laughed, except Tom.

Tom hariç herkes güldü.

Except for my hands.

Ellerim hariç.

Everyone came except her.

Onun dışında hepsi geldi.

Everyone left except him.

Onun dışında herkes terk etti.

Everybody laughed except them.

Onlar hariç herkes güldü.

Everyone except Tom left.

Tom hariç herkes gitti.

Everyone left except Tom.

Tom hariç herkes gitti.

Everyone laughed except Tom.

Tom hariç herkes güldü.

Everyone left except us.

Bizim dışımızda herkes terk etti.

Everyone left except them.

Onların dışında herkes terk etti.

Everyone left except me.

Ben hariç herkes terk etti.

Everyone left except her.

O hariç herkes ayrıldı.

Everyone laughed except you.

Senin haricinde herkes güldü.

Everyone laughed except me.

Benim haricimde herkes güldü.

Everyone laughed except him.

Onun haricinde herkes güldü.

Everyone laughed except her.

Onun dışında herkes güldü.

Everybody laughed except you.

Sen hariç herkes güldü.

Everybody laughed except me.

Ben hariç herkes güldü.

Everybody laughed except him.

Onun dışındaki herkes güldü.

Everybody laughed except us.

Bizim haricimizde herkes güldü.

- Everybody was there except for Tom.
- Everyone was there except Tom.

Tom dışında herkes oradaydı.

- No one was hungry except you.
- Nobody was hungry except you.

Senin dışında kimse acıkmamıştı.

- No one did that except Tom.
- Nobody did that except Tom.

Tom dışında kimse bunu yapmadı.

Everyone left, except for us.

Biz hariç herkes gitti.

Everybody is busy except me.

Benim dışında herkes meşgul.

Tom felt nothing except anger.

Tom öfke dışında hiçbir şey hissetmedi.

Everyone except Tom looked tired.

Tom hariç herkes yorgun görünüyordu.

Everybody except Tom stopped walking.

Tom hariç herkes yürümekten vazgeçti.

Everyone was shocked except Tom.

Tom hariç herkes şok oldu.

Everybody knows it except me.

Ben hariç herkes onu biliyor.

Everyone except me was invited.

Ben hariç herkes davet edildi.

Nobody was hungry except me.

Ben hariç kimse aç değildi.

Except for Tom, everyone laughed.

Tom hariç, herkes güldü.

I've seen nobody except you.

Senden başka hiç kimseyi görmedim.

Everybody was singing except me.

Ben hariç herkes şarkı söylüyordu.

No one came except Mary.

Mary hariç kimse gelmedi.

Everyone except me knew it.

Ben hariç herkes onu biliyordu.

Everyone was drunk, except me.

Ben hariç, herkes sarhoştu.

Everyone except Tom ate pizza.

Tom hariç herkes pizza yedi.

No one except Tom came.

Tom dışında kimse gelmedi.

No one came except Tom.

Tom hariç hiç kimse gelmedi.

We drink everything except water.

Biz su hariç her şeyi içeriz.

Everyone came except for Tom.

Tom hariç herkes geldi.

Everyone came except for Marco.

Marco hariç herkes geldi.

Nobody was busy except me.

Benim dışımda kimse meşgul değildi.

Everyone had come except you.

Sen hariç herkes geldi.

Say nothing except the truth.

Gerçeğin dışında hiçbir şey söylemeyin.

Everybody likes me, except Tom.

Tom hariç herkes beni sever.

Everybody was there except Layla.

Leyla dışında herkes oradaydı.

I hate everyone except you.

Sen hariç herkesten nefret ediyorum.

Everyone did that except Tom.

Bunu Tom hariç herkes yaptı.

Everybody did that except me.

Benim dışımda herkes bunu yaptı.

- Everyone laughed except for Tom.
- Everybody laughed but Tom.
- Everybody laughed except Tom.

Tom hariç herkes güldü.

- Everyone has left except Tom and Mary.
- Everyone except Tom and Mary left.

Tom ve Mary hariç herkes gitti.

- All of them except one have citizenship.
- They're all citizens except for one.

Biri hariç onların hepsi vatandaş.

- I don't know anyone here, except for Tom.
- I don't know anyone here, except Tom.
- I don't know anybody here, except for Tom.
- I don't know anybody here, except Tom.

Tom hariç buradaki hiç kimseyi tanımıyorum.

- You're not fooling anybody, except maybe Tom.
- You aren't fooling anybody, except maybe Tom.

Kimseyi kandırmıyorsun, belki Tom hariç.

- Everyone here except you has done that.
- Everybody here except you has done that.

Siz hariç buradaki herkes bunu yaptı.

- Everyone here except you is from Boston.
- Everybody here except you is from Boston.

Sen hariç buradaki herkes Bostonlu.

- Everyone here except us has done that.
- Everybody here except us has done that.

Biz hariç buradaki herkes bunu yaptı.

- Everybody except me was against that plan.
- Everyone except me was against that plan.

Benim dışımda herkes o plana karşıydı.

- I'm not afraid of anybody except Tom.
- I'm not afraid of anyone except Tom.

Tom dışında kimseden korkmuyorum.

except it fails to heal normally

güç iyileşmesine kronik yara denir.

No one was absent except her.

Onun haricinde hiç kimse yoktu.

He likes all animals except horses.

Atlar hariç tüm hayvanları sever.

Except for John, they all arrived.

John hariç, onların hepsi geldi.

All of us, except him, went.

Onun dışında hepimiz gittik.

Everyone is here except for him.

O hariç herkes buradadır.

I work every day except Saturday.

- Cumartesi hariç her gün çalışıyorum.
- Cumartesi hariç her gün çalışırım.

Everybody felt the earthquake, except me.

- Ben hariç, herkes depremi hissetti.
- Benim dışımda herkes depremi hissetti.

We're all here except for him.

O hariç hepimiz buradayız.

They're all drunk except for Tom.

Tom hariç onların hepsi sarhoş.

I can resist everything except temptation.

Günah dışında her şeye direnebilirim.

Everyone except Tom and Mary left.

Tom ve Mary hariç herkes gitti.

Everyone except Tom is already here.

Tom hariç zaten herkes burada.

Everyone was invited, except for me.

Ben hariç, herkes davet edildi.

I don't trust anyone except myself.

Kendim dışında kimseye güvenmem.

Everything was fine, except the weather.

Hava dışında her şey iyiydi.

Nobody cares about this except you.

Sen hariç bunu kimse umursamıyor.

We're all Canadians here except Tom.

Tom hariç burada hepimiz Kanadalıyız.

Everybody was there except for Tom.

Tom dışında herkes oradaydı.

Any day will do except Monday.

Pazartesi hariç herhangi bir gün olur.