Translation of "Elbow" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Elbow" in a sentence and their turkish translations:

I have tennis elbow.

Bende tenisçi dirseği var.

I hurt my elbow.

Dirseğimi incittim.

My elbow still hurts.

Dirseğim hâlâ acıyor.

Don't bend your elbow.

Dirseğini bükme.

Tom skinned his elbow.

Tom dirseğini soydu.

Don't twist my elbow.

Dirseğimi bükmeyin.

Tom touched my elbow.

Tom dirseğime dokundu.

Tom grabbed Mary's elbow.

- Tom, Mary'nin dirseğini kavradı.
- Tom, Mary'yi dirseğinden kavradı.

Somebody's elbow touched my back.

Birinin dirseği sırtıma dokundu.

Tom needs some elbow room.

Tom'un geniş ve rahat bir yere ihtiyacı var.

A very common type of elbow pain is known as "tennis elbow" in English.

Çok yaygın bir tip dirsek ağrısı, İngilizcede " tenisçi dirseği " olarak bilinir.

Tom wanted some more elbow room.

Tom biraz daha yer istedi.

Tom jabbed Mary with his elbow.

Tom, Mary'yi dirseğiyle dürttü.

Tom fell and hit his elbow.

Tom düşüp dirseğini vurdu.

I grabbed Tom by the elbow.

- Tom'u dirseğinden tuttum.
- Tom'u kolundan kavradım.

I grabbed Mary by the elbow.

Mary'yi dirseğinden yakaladım.

My right elbow hurts a lot.

Sağ dirseğim çok acıyor.

Tom nudged Mary with his elbow.

Tom, dirseğiyle Mary'yi dürttü.

The joint in my left elbow hurts.

Sol dirseğimdeki eklem acıyor.

He no longer has a sore elbow.

Artık dirseği acımıyor.

I banged my elbow against the wall.

Dirseğimi duvara çarptım.

She hit her elbow during a fall.

Düşme sırasında dirseğini vurdu.

She hit her elbow when she fell.

- Düştüğü zaman dirseğini vurdu.
- Düştüğü zaman dirseğini çarptı.

I have a mosquito bite on my elbow.

Benim dirseğimde bir sivrisinek ısırığı var.

I found at my elbow a pretty girl.

Yanı başımda güzel bir kız buldum.

She hurt her elbow when she fell down.

O, düştüğünde dirseğini incitti.

Tom pushed the door open with his elbow.

Tom kapıyı dirseğiyle iterek açtı.

The leather jacket has worn out at the elbow.

Deri ceket dirsekten aşınmış.

You have tennis elbow. Soak your arm in warm water.

Senin tenisçi dirseğin var. Kolunu sıcak suya batır.

The elbow is the joint between the arm and forearm.

- Dirsek kol ve önkol arasında eklemdir.
- Dirsek ön kol ile üst kol arasındaki eklemdir.

I hurt my hand, my wrist, my forearm, and my elbow.

Elimi, bileğimi, kolumun ön kısmını ve dirseğimi incittim.

If there are no tissues, use the inside of your elbow.

Mendil yoksa dirsek içini kullanın.

My elbow really hurts. I guess I should go to a hospital.

Dirseğim çok acıyor. Sanırım hastaneye gitmek zorundayım.

The elbow is the joint between the upper arm and the lower arm.

Dirsek; üst kol ve alt kol arasındaki eklemdir.

He didn't hesitate to elbow through the crowd to reach the ticket counter.

Bilet tezgahına ulaşmak için kalabalığın arasından ite kaka ilermekte tereddüt etmedi.