Translation of "Dressing" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Dressing" in a sentence and their turkish translations:

Have you finished dressing?

Giyinmeyi bitirdin mi?

She began dressing conservatively.

O, muhafazakar bir şekilde giyinmeye başladı.

Dressing up is fun.

Giyinip kuşanmak eğlencelidir.

- Let him use my dressing room.
- Let her use my dressing room.

Onun soyunma odamı kullanmasına izin verin.

Kate is dressing her doll.

Kate oyuncak bebeğini giydiriyor.

What's your favorite salad dressing?

Favori salata sosunuz nedir?

Tell her that I am dressing.

Ona giyindiğimi söyle.

Why are you dressing the kids?

Neden çocukları giydiriyorsun?

Tom went into his dressing room.

Tom giyinme odasına gitti.

Let Tom use my dressing room.

Tom'un benim soyunma odamı kullanmasına izin verin.

Tom is in the dressing room.

Tom giyinme odasında.

Let them use our dressing rooms.

Onların soyunma odalarımızı kullanmalarına izin verin.

Dan finished dressing his daughter, Linda.

Dan kızı Linda'yı giydirmeyi bitirdi.

Aimee is dressing in her bedroom.

Aimee yatak odasında giyiniyor.

The dressing room is over there.

Soyunma odası orada.

She aided her daughter in dressing.

Kızının giyinmesine yardım etti.

Mary is in her dressing room.

Mary ise soyunma odasında.

Tom is in his dressing room.

Tom soyunma odasında.

What kind of dressing do you want?

Ne tür sos istiyorsun?

I want Italian dressing on my salad.

Salatamın üstüne İtalyan sosu istiyorum.

The hair-dressing liquid gave off a strong smell.

Saç yapımı sıvısı güçlü bir koku yaydı.

Pour the dressing over the salad and toss gently.

Sosu salatanın üzerine dökün ve hafifçe karıştırın.

What kind of dressing do you want on your salad?

Salatanda ne tür sos istiyorsun?

I'll have time to file my nails while you're dressing.

Sen giyinirken tırnaklarımı törpüleyecek zamanım olacak.

- She aided her daughter in dressing.
- She helped her daughter get dressed.

Kızının giyinmesine yardım etti.

After you've mixed everything well, add salad dressing and a little pepper!

Her şeyi iyice karıştırdıktan sonra, salata sosu ve biraz biber ekleyin!

The bus had already left by the time my wife was finished dressing.

Karım giyinmeyi bitirinceye kadar otobüs zaten gitmişti.

Why are you dressing like it's the middle of summer when it's this cold?

Bu kadar soğukken neden yaz mevsiminin ortasında gibi giyiniyorsun?

The dressing station to lead a fresh attack, which  probably saved Napoleon from capture or worse.

muhtemelen Napolyon'u yakalanmaktan veya daha kötüsünden kurtaran yeni bir saldırıya öncülük etmek için soyunma istasyonundan ayrıldı .

Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.

Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.

It was quarter to twelve when the alarm broke out. Mr. Cunningham had just got into bed, and Mr. Alec was smoking a pipe in his dressing-gown.

Alarm çaldığında saat on ikiye çeyrek vardı. Bay Cunningham yeni yatmıştı ve Bay Alec ropdöşambırıyla piposunu tüttürüyordu.