Translation of "Doll" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Doll" in a sentence and their turkish translations:

- That's my doll.
- That is my doll.

O benim bebeğim.

- I want that doll.
- I want that doll!

O oyuncak bebeği istiyorum!

That's a doll.

Bu bir oyuncak bebek.

You're a doll!

Sen bir bebeksin.

It's a doll.

Bu bir oyuncak bebek.

That's my doll.

O benim bebeğim.

What a lovely doll!

Ne şirin bir bebek!

Who made the doll?

Bebeği kim yaptı?

Give her a doll.

- Ona bir oyuncak verin.
- Ona bir kavırçak ver.
- Ona bir kavırçak verin.

Mary hugged her doll.

Mary oyuncak bebeğine sarıldı.

I'm not your doll.

Ben senin kuklan değilim.

Mary is a doll.

Mary bir oyuncak bebek.

Mary likes doll houses.

Mary bebek evlerini sever.

That doll is scary.

O bebek korkutucu.

- Tom gave Mary a doll.
- Tom gave a doll to Mary.

Tom Mary'ye bir oyuncak bebek verdi.

- I made Ann a doll.
- I made a doll for Ann.

Ann için bir bebek yaptım.

The girl hugged her doll.

Kız, bebeğini kucakladı.

The broken doll is mine.

Kırık bebek benim.

Is she making a doll?

O bir oyuncak bebek yapıyor mu?

She gave me a doll.

O, bana bir oyuncak verdi.

I got her a doll.

Ona bir oyuncak bebek aldım.

I made her a doll.

Ona bir bebek yaptım.

She has a pretty doll.

Onun güzel bir bebeği var.

This is a Japanese doll.

Bu bir Japon oyuncak bebeği.

The doll was surprisingly lifelike.

Bebek şaşırtıcı bir biçimde canlı gibiydi.

That girl hugged her doll.

- O kız, bebeğini kucakladı.
- O kız, bebeğine sarıldı.

Tom made Mary a doll.

Tom Mary'ye bir bebek yaptı.

I sent her a doll.

Ona bir oyuncak bebek gönderdim.

That is a Japanese doll.

O bir Japon bebeği.

This doll has big eyes.

Bu bebeğin büyük gözleri var.

This doll belongs to me.

Bu bebek bana ait.

Kate is dressing her doll.

Kate oyuncak bebeğini giydiriyor.

That's a beautiful Kabuki doll!

Bu güzel bir Kabuki bebeği!

I made Mary a doll.

Mary'ye bir bebek yaptım.

Oh, what a beautiful doll!

Oh, ne güzel bir oyuncak bebek!

Mary made a cloth doll.

Mary bir bez bebek yaptı.

I don't want this doll. I want your doll. Do you want to trade?

Ben bu bebeği istemiyorum. Ben senin bebeğini istiyorum. Değiş tokuş etmek ister misin?

- My brother gave me a cute doll.
- My brother gave me a charming baby doll.
- My brother gave me a cute baby doll.

Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.

Mary gave me an American doll.

- Mary bana Amerikalı bir bebek verdi.
- Mary bana bir Amerikan bebeği verdi.

Where did you find that doll?

O oyuncak bebeği nerede buldun?

The doll lay on the floor.

Bebek yerde yatıyordu.

That girl has a lovely doll.

O kızın güzel bir bebeği var.

She gave me a pretty doll.

O bana güzel bir oyuncak bebek verdi.

She made the doll for me.

O, benim için oyuncak bebek yaptı.

He watched her making a doll.

O, onun bir oyuncak bebek yapışını izledi.

He carved me a wooden doll.

Bana tahtadan bir oyuncak bebek oydu.

He presented her with a doll.

Ona bir oyuncak bebek verdi.

The girl has a beautiful doll.

Kızın güzel bir bebeği var.

The girl squeezed her doll affectionately.

Kız şevkâtle bebeğini kucakladı.

Mother made a doll for me.

Annem benim için bir oyuncak bebek yaptı.

I make a doll for Anna.

Anna için oyuncak bebek yapıyorum.

I'm making a doll for Anna.

Ben Anna için bir bebek yapıyorum.

I'd like to buy this doll.

Bu bebeği satın almak istiyorum.

She is playing with a doll.

O, bir oyuncak bebekle oynuyor.

I gave my sister a doll.

Kız kardeşime bir oyuncak bebek verdim.

The little girl's doll is broken.

Küçük kızın bebeği kırık.

What a pretty doll this is!

Ne güzel bir oyuncak bebek bu!

This doll costs only sixty cents.

Bu bebek sadece altmış senttir.

Tom gave Mary an expensive doll.

Tom Mary'ye pahalı bir oyuncak verdi.

Tom made this doll for me.

Tom bu oyuncak bebeği benim için yaptı.

I made a doll for Mary.

Ben Mary için bir oyuncak bebek yaptım.

The girl was gazing at the doll.

Kız oyuncak bebeğe dik dik bakıyordu.

I received a ball for the doll.

Bebek için bir top aldım.

My sister is playing with a doll.

Kız kardeşim oyuncak bir bebekle oynuyor.

Mary is playing with her doll house.

Mary bebek evi ile oynuyor.

There is a doll in the box.

Kutuda oyuncak bir bebek var.

Did you make this doll by yourself?

Bu bebeği kendin mi yaptın?

My brother gave me a cute doll.

- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- Erkek kardeşim bana şirin bir bebek verdi.

Mother bought a beautiful doll for her.

Annem onun için güzel bir bebek aldı.

My sister made me a beautiful doll.

Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.

In exchange I gave her a doll.

Karşılığında ona bir bebek verdim.

Tom snatched the doll away from Mary.

- Tom Mary'den bebeği zorla aldı.
- Tom Mary'den bebeği kaptı.

The girl is playing with her doll.

Kız oyuncak bebeğiyle oynuyor.

Mom bought a pretty doll for me.

Annem benim için güzel bir bebek aldı.

She is still playing with a doll.

O hala bebeğiyle oynuyor.

That is a lovely doll, isn't it?

O güzel bir bebek, değil mi?

Mary put her doll in the microwave.

Mary oyuncak bebeğini mikrodalgaya koydu.

I want to buy this toy doll.

Bu oyuncak bebeği satın almak istiyorum.

Tom hid Mary's doll behind the door.

- Tom Mary'nin bebeğini kapının arkasına sakladı.
- Tom Mary'nin oyuncak bebeğini kapının arkasına sakladı.

I am a doll. My name's Anabelle.

Ben oyuncak bir bebeğim, adım Anabel.

Show me the doll that you bought yesterday.

Bana dün aldığın bebeği göster.

The old man gave her a small doll.

Yaşlı adam ona küçük bir bebek verdi.