Translation of "Dismissed" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Dismissed" in a sentence and their turkish translations:

- You're dismissed.
- You are dismissed.

Sen görevden alındın.

I was dismissed.

İşten kovuldum.

I've been dismissed.

İşten atıldım.

Class is dismissed.

Ders tamamlandı.

He dismissed the employee.

Onu işe aldı.

She dismissed a gardener.

O bir bahçıvanı işten çıkardı.

Both complaints were dismissed.

Her iki şikayet de reddedildi.

The complaint was dismissed.

Şikayet reddedildi.

Both cases were dismissed.

Her iki dava düştü.

Tom dismissed this allegation.

Tom bu iddiayı reddetti.

All charges were dismissed.

Bütün suçlamalar reddedildi.

The case got dismissed.

Dava reddedildi.

Sami dismissed his caregiver.

Sami hasta bakıcılık görevinden atıldı.

The police dismissed the people.

Polisler insanları kovdu.

The professor dismissed his ideas.

Profesör fikirlerini reddetti.

He was dismissed without notice.

- Uyarısız kovuldu.
- Haber verilmeden kovuldu.
- Uyarı yapılmadan işten çıkarıldı.
- Uyarılmadan görevden alındı.

The charges have been dismissed.

Suçlamalar reddedildi.

His employer dismissed him yesterday.

Patronu dün onu işten kovdu.

Over half the cases are dismissed.

davaların yarısından fazlası savuşturuluyor.

He dismissed most of his men.

O erkeklerin çoğunu işten kovdu.

Tom was dismissed from his job.

Tom işinden kovuldu.

Tom dismissed what Mary was saying.

Tom Mary'nin söylediğini açığa çıkardı.

I dismissed what Mary was saying.

Ben, Mary'nin söylediklerini reddettim.

He dismissed what Mary was saying.

O, Mary'nin söylediklerini reddetti.

Lucy dismissed what Mary was saying.

Lucy, Mary'nin söylediklerini reddetti.

We dismissed what Mary was saying.

Biz, Mary'nin söylediklerini reddettik.

They dismissed what Mary was saying.

Onlar Mary'nin söylediğini reddetti.

She was dismissed from her job.

İşinden atılmıştı.

He dismissed what she was saying.

Onun söylediklerini ciddiye almadı.

That are casually dismissed as "women's illnesses."

bir dizi hastalığın sebebi.

His case was dismissed in its entirety.

davası tamamen düştü.

Henry was dismissed because he was old.

Yaşlı olduğundan dolayı işten çıkarıldı.

- Tom was laid off.
- Tom was dismissed.

Tom işten çıkarıldı.

Did you hear that Fred was dismissed?

Fred'in işten atıldığını duydun mu?

All those suggestions were dismissed as hooey.

Bütün bu öneriler zırva olarak reddedildi.

Between ourselves, he was dismissed for bribery.

Aramızda kalsın, o rüşvet nedeniyle görevden alındı ​​.

It is strange for him to be dismissed.

Onun kovulması garip.

The leader dismissed the demonstrators in the park.

Lider parktaki göstericileri görevden attı.

- Tom rejected the idea.
- Tom dismissed the idea.

Tom fikri reddetti.

There is no reason why he should be dismissed.

Onun kovulması için hiçbir sebep yok.

The short term contract employees were dismissed without notice.

Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.

The teacher dismissed his class when the bell rang.

Zil çaldığında, öğretmen sınıfını paydos etti.

He was dismissed by the boss of the factory.

Fabrikanın patronu tarafından kovuldu.

The growth of the Chinese internet should not be dismissed,

Çin'deki internetin büyümesi gözardı edilmemeli

- Tom was dismissed without notice.
- Tom was fired without notice.

Tom haber verilmeden görevden alındı.

The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.

Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı ​​.

Sami made three appeals against his conviction. Each one was dismissed.

Sami, mahkumiyetine karşı üç itirazda bulundu. Her biri reddedildi.

Following the second Bourbon restoration, Suchet was dismissed and retired to his country

1826'da öldüğü ülkesindeki malikanesine emekliye ayrıldı . Aragon'da hala

Soult’s warning not to underestimate Wellington’s army was dismissed by Napoleon: "You think

Soult'un Wellington'un ordusunu küçümsememe uyarısı Napolyon tarafından reddedildi: "

I told him about my ideas but he dismissed them out of hand.

Ben fikirlerimi anlattım fakat o düşünmeden reddetti.

He was also appointed commander of Napoleon’s  Consular Guard. But he was dismissed after  

. Ayrıca Napolyon'un Konsolosluk Muhafızları'nın komutanlığına atandı. Ancak

The possibility of a lack of connection between the events can be dismissed immediately.

Olaylar arasındaki bağlantının olmaması olasılığı derhal reddedilebilir.

There was once a great war, and after the war many soldiers were dismissed.

Bir zamanlar büyük bir savaş vardı ve savaştan sonra birçok asker görevden alındı.

It’s also had quality problems, and dismissed staff…(Which, by the way, is a little bit

Ayrıca kalite sorunları vardı ve görevden alınmıştı ... (Bu arada,

On the eve of the Battle of Borodino, the Emperor  dismissed Davout’s request to outflank the Russian  

Borodino Savaşı'nın arifesinde İmparator, Davout'un Rus savunmasını alt etme

- Tom was dismissed from his job.
- Tom got fired from his job.
- Tom was fired from his job.

Tom işinden kovuldu.