Translation of "Employee" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Employee" in a sentence and their turkish translations:

Watch the employee.

Çalışanı izle.

I'm a bank employee.

Ben bir banka personeliyim.

He dismissed the employee.

Onu işe aldı.

Tom is our employee.

Tom bizim çalışanımızdır.

Tom is an employee.

Tom bir çalışan.

You're a good employee.

Sen iyi bir işçisin.

- His father is a bank employee.
- Her father is a bank employee.

Babası bir banka çalışanı.

He apologized to the employee.

O, işçiye özür diledi.

Tom is a good employee.

Tom iyi bir işçi.

Tom was a railway employee.

Tom bir demiryolu çalışanıydı.

Sami was a state employee.

Sami bir devlet çalışanıydı.

Tom accused the employee of stealing.

Tom işçiyi hırsızlıkla suçladı.

They consider him their best employee.

Onu en iyi işçileri olarak düşünüyorlar.

The outraged employee resigned at once.

Çileden çıkan işçi derhal istifa etti.

He accused the employee of stealing.

Çalışanı hırsızlıkla suçladı.

They consider him a highly qualified employee.

Onu hayli nitelikli bir çalışan olarak düşünüyorlar.

That employee can neither write nor read.

O çalışan yazamaz ve okuyamaz.

Employee referral programs are gaining in popularity.

Çalışan sevk programları popülerlik kazanıyor.

Every boss has his or her favorite employee.

Her patronun kedine ait favori çalışanı vardır.

Do you ask every new employee that question?

O soruyu her yeni çalışana soruyor musun?

She's not a regular employee of this company.

O bu şirketin düzenli bir çalışanı değil.

The boss is thinking of firing an employee.

Patron bir çalışanını kovmayı düşünüyor.

The new employee locked herself in the freezer.

Yeni çalışan kendini dondurucuda kilitledi.

- I'm a bank clerk.
- I'm a bank employee.

- Ben bir banka memuruyum.
- Ben bir banka personeliyim.

Tom is the best employee we've ever had.

Tom şimdiye kadar sahip olduğumuz en iyi eleman.

I'd like to be an employee in a company.

Bir şirketin bir çalışanı olmak istiyorum.

I was employee of the year for three years.

Üç yıldır yılın çalışanıydım.

He is considered to be a highly qualified employee.

O hayli nitelikli bir çalışan olarak düşünülüyor.

She's not a full-time employee of this company.

O bu şirketin tam zamanlı çalışanı değil.

The small thug beat up the convenience store employee.

Küçük haydut, market çalışanını dövdü.

The obscene graffiti were removed by a city employee.

Müstehcen duvar yazısı bir şehir çalışanı tarafından çıkarıldı.

Sami started flirting with a female employee in the prison.

Sami cezaevinde bir kadın çalışanla flört etmeye başladı.

Every employee is supposed to keep his own vehicle in perfect condition.

Her çalışanın kendi aracını mükemmel şekilde tutması gerekiyor.

Each employee is entitled to a two week paid vacation per year.

Her çalışan, yılda iki haftalık ücretli bir tatil yapma hakkına sahiptir.

The convenience store employee chased the thief and was stabbed to death.

Marketin çalışanı hırsız kovaladı ve bıçaklanarak öldürüldü.

We think a disgruntled employee was the one who planted the bomb.

Bir kırgın işçinin bombayı koyan kişi olduğunu düşünüyoruz.

In addition, we will issue the 'employee of the month' award afterwards.

Ayrıca, bilahare 'ayın elemanı' ödülünü de takdim edeceğiz.

Tom is a good employee. He gets things done quickly and efficiently.

Tom iyi bir çalışandır. O işleri hızlı ve verimli bir şekilde yaptırır.

Tom tried to make sure that every employee was treated with respect.

Tom her işçiye saygı ile davranıldığından emin olmaya çalıştı.

For the new year, Liu's company gives every employee a bag of flour.

Yeni Yılda, Liu'nun şirketi her çalışanına bir torba un verir.

Because… obviously… a company will invest much less money in an employee who’s hired

Çünkü… belli ki… bir şirket yatırım yapacak işe alınan bir çalışanın çok daha az parası

On June 18 at the Niigata city aquarium, 7000 fish died because of a mistake by an employee.

18 Haziran'da Niigata şehir akvaryumunda, bir çalışan tarafından yapılan bir hata yüzünden 7000 balık öldü.