Examples of using "Dictator" in a sentence and their turkish translations:
O bir diktatördür.
Ben bir diktatörüm.
Mussolini bir diktatördü.
Ben bir diktatör değilim.
Atatürk, bir daha başa diktatör gelmesin diye diktatördü.
Diktatöre karşı mücadele ettiler.
Diktatör insanlara zulüm yapıyordu.
Sence ben diktatör müyüm?
Halk diktatöre karşı ayaklandı.
- Dan diktatör olmak istiyor.
- Dan bir diktatör olmak istiyor.
Diktatör olmayı reddediyorum.
Diktatör olduğumu mu düşünüyorsun?
İspanya 1975'e kadar bir diktatör tarafından yönetildi.
Diktatör on beş yıl önce iktidara geldi.
Diktatör bir askeri darbeyle iktidarı ele geçirdi.
Diktatör ayrıcalıklarını istediği kadar kötüye kullandı.
Diktatör demir yumrukla ülkeyi yönetiyor.
Diktatör, en sevdiği yetişkin filmini izledikten sonra öldü.
Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
Diktatör yardımcılarının hepsinin mutlak sadakatine sahipti.
Diktatör, onu alkışlamadığı için Tom'u vatana ihanetle suçladı.
Yoksul insanlar zalim diktatörün insafındaydı.
devirerek. Bu arada, siyasi istikrarsızlığa rağmen, Güney Kore'nin
Zalim diktatör tarafından masum köylülerin öldürülmesi emredildi.
Eylül 1980'de Saddam Hüseyin diktatörlüğündeki Irak, İran'ı işgal etti.
Bakın, 40'lı yıllarda, o zaman yetkili mahkeme adanın diktatörü, General Rafael Trujillo
Fakat Romalı diktatör Hannibal'ın çıkmayı hedeflediği geçidi kapatacak olan 4.000 lejyoneri...
Şimdi ise diktatör olarak Hannibal ile nasıl uğraşacağına dair henüz bir plan ortaya koymamıştı.
Bu sıralarda, Lucius Cornelius Sulla, Roma diktatörü olduktan sonra, Sezar'ın onun egemenliği için siyasi bir tehdit olduğunu düşündü.