Examples of using "Devoted" in a sentence and their turkish translations:
- Tom fedakardı.
- Tom kendini adamıştı.
Tom sadık.
Hayatını eğitime adadı.
O spora düşkündür.
O, kendini ona adadı.
Çalışmaya çok zaman ayırdı.
O, kendini çocuklarına adamıştır.
Hayatını eğitime adadı.
Kendini kocasına adamıştır.
Kendini kitaplar okumaya adadı.
Kendisini çocuklarına adadı.
Tom kendini çocuklarına adadı.
Tom kendini eşine adadı.
- O, anne babasının sözünü dinler.
- O, anne babasına sadıktır.
- O, anne babasının sözünü dinler.
- O ailesine sadıktır.
O, hayatını müziğe adadı.
Tom kendisini ailesine adadı.
Tom adanmıştır.
Hayatını eğitime adadı.
- Tom işine bağlıdır.
- Tom işine düşkündür.
O, anne babasına sadıktır.
Tom ve Mary fedakâr ebeveynlerdir.
Tom, hayatını Mary'ye adadı.
Leyla babasına adanmıştı.
Tom hayatını bilime adadı.
Sami kendini kültüne adamıştı.
O ailesine sadıktır.
Kendini gönüllü çalışmaya adadı.
Hayatını şirketine adadı.
O, her zaman kendini müziğe adadı.
O, hayatını çalışmasına adamıştır.
O üç çocuğuna içten bağlıdır.
Kendini hasta annesine adadı.
Kendini birçok kültürel etkinliklere adadı.
Babası hayatını bilime adadı.
Tüm yaşamını bilime adadı.
O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
Cathy kendisini hasta annesine adadı.
Fadıl kendini kiliseye ve topluma adamıştır.
Leyla'ya göre Fadıl sadık bir koca.
Tom ve Mary çok özverili ebeveynlerdir.
Bütün enerjimi İspanyolca eğitimine adadım.
O kendini kimya çalışmasına adadı.
O son zamanlarda kendini çalışmalarına adadı.
O, bugünlerde kendini müziğe adadı.
Kendini edebiyat çalışmasına adadı.
Kendini Afrika'da ki misyon çalışmasına adadı.
O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
O kendini tıp çalışmasına adadı.
O, tüm boş zamanını balıkçılığa adadı.
Tom ve Mary kendilerini birbirlerine adadılar.
Tom bütün hayatını köpek balıklarını araştırmaya adadı.
Tom bütün hayatını kamu hizmetine adadı.
Tom bütün hayatını fakirlere yardım etmeye adadı.
Fadıl ve Leyla'nın ikisi de çok fedakar anne babalardı.
Tom ve Mary ikisi de ebeveynlerine çok bağlılar.
O, hayatını fakirlerin arasında çalışmaya adadı.
Vaktini müzik çalışmasına adadı.
Tom ve Mary birbirlerine çok bağlılar.
Hayatını bilim çalışmasına adadı.
Emekli olduktan sonra, Teresa kendini yetimlerin bakımı için adamış.
Tom Fransızca öğrenmek için çok zaman ayırdı.
Sami o hastalandığında kendisini Leyla'ya adadı.
Tom nükleer enerjiye karşı hareket için hayatını adadı.
- Tüm vaktini tarih çalışmalarına ayırdı.
- Tüm zamanını tarih çalışmalarına adadı.
Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
Kör hemşire kendini yaşlıların bakımı için adadı.
Biz evlendiğimizden beri o sadık bir aile babası oldu.
O bütün hayatını sözlük derlemeye adadı.
Sonra ana haberde fedakâr öğretmen diyorlar bana.
Eşimle hayatlarımızı dünyayı değiştirmeye adadık
Genç doktor kendini yoksul ve hastalara yardım etmeye adadı.
Tom, anti-nükleer enerji hareketine hayatını adadı.
- Tom soruna bir çözüm bulmak için hayatını adadı.
- Tom probleme bir çözüm bulmak için hayatını adamış.
Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
Öğretmenim bana konuşmamı hazırlarken daha fazla zaman ayırmam gerektiğini söyledi.
Derginin son sayısında bu konuya geniş yer ayrıldı.
O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
O üniversiteden mezun olduğundan beri atom enerjisi çalışmasına tahsis edildi.
Facebook sayesinde, sinsice izlemek artık birkaç özverili hayranın kalesi değildir ama yoğun ev kadını için bile oldukça uygun bir yüksek otomasyonlu görevdir.
Trompetler ses çıkardığında, ordu bağırdı ve trompet sesinde, adamlar yüksek sesle bağırdığında, duvar çöktü; bu yüzden herkes doğruca içeriye hücum etti ve şehri aldılar.Şehri LORD'a verdiler ve kılıçla onun içinde yaşayan her şeyi yok ettiler-erkekler, kadınlar, gençler ve yaşlılar, sığırlar, koyunlar ve eşekler.