Translation of "Despised" in Turkish

0.053 sec.

Examples of using "Despised" in a sentence and their turkish translations:

She despised him.

O onu hor gördü.

I despised Tom.

Ben Tom'dan nefret ettim.

Tom despised Mary.

Tom, Mary'yi hor gördü.

- His very servants despised him.
- Even his servants despised him.

Onun uşakları bile onu küçümsedi.

She despised her husband.

Kocasını hor gördü.

Tom definitely despised Mary.

Tom kesinlikle Mary'yi küçümsedi.

Tom probably despised Mary.

Tom muhtemelen Mary'yi küçümsedi.

Tom really despised Mary.

Tom gerçekten Mary'yi küçümsedi

Tom also despised Mary.

Tom da Mary'yi küçümsedi.

Layla's mother despised Sami.

Leyla'nın annesi Sami'yi hor gördü.

They despised the others.

- Diğerlerini küçümsediler.
- Başkalarını hor gördüler.

- Tom denied that he despised Mary.
- Tom denied he despised Mary.

Tom, Mary'yi küçümsediğini reddetti.

- Tom thought Mary despised John.
- Tom thought that Mary despised John.

Tom Mary'nin John'u küçümsediğini düşünüyordu.

- Tom thought Mary despised him.
- Tom thought that Mary despised him.

Tom Mary'nin onu küçümsediğini düşündü.

- Tom admitted he despised Mary.
- Tom admitted that he despised Mary.

Tom Mary'yi küçümsediğini itiraf etti.

- Tom said he despised Mary.
- Tom said that he despised Mary.

Tom Mary'yi küçümsediğini söyledi.

His very servants despised him.

Onun hizmetkarları onu küçümsedi.

Tom and I despised Mary.

Tom ve ben Mary'yi küçümsedik.

Minorities are despised in many countries.

Azınlıklar birçok ülkede hor görülüyor.

Tom and Mary despised each other.

Tom ve Mary birbirlerini hor görüyorlardı.

Tom and I despised each other.

Tom ve ben birbirimizi küçümsedik.

Tom and Mary both despised John.

Tom ve Mary her ikisi de John'u küçümsedi.

Tom told Mary he despised John.

Tom, Mary'ye John'ı küçümsediğini söyledi.

Tom told me you despised Mary.

Tom bana Mary'yi küçümsediğini söyledi.

Tom told Mary he despised her.

Tom Mary'ye onu küçümsediğini söyledi.

She told him she despised him.

O, ona onu küçümsediğini söyledi.

- Tom said he thought Mary despised John.
- Tom said that he thought Mary despised John.
- Tom said that he thought that Mary despised John.

Tom Mary'nin John'u küçümsediğini düşündüğünü söyledi.

Danger comes soonest when it is despised.

Hor görüldüğü zaman tehlike en kısa sürede gelir.

He despised those who lived on welfare.

Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.

I've despised Mary for a long time.

Mary'yi uzun bir süre küçümsedim.

Tom asked me if I despised Mary.

Tom bana Mary'yi küçümseyip küçümsemediğimi sordu.

I've despised Tom for a long time.

- Tom'u uzun zamandır hor gördüm.
- Tom'u uzun zamandır küçümsedim.

Tom has despised Mary for a long time.

Tom uzun zamandır Mary'yi küçümsedi.

- Tom admitted he's despised Mary for a very long time.
- Tom admitted that he's despised Mary for a very long time.

Tom, Mary'yi çok uzun süredir küçümsediğini itiraf etti.

- Tom admits he's despised Mary since he first met her.
- Tom admits that he's despised Mary since he first met her.

Tom, Mary ile ilk tanıştığından beri Mary'yi küçümsediğini itiraf ediyor.

Some of his students admired him, and others despised him.

Bazı öğrencileri ona hayrandı, diğerleri ise onu küçümsüyordu.

- My parents despised each other.
- My parents hated each other.

Annem ve babam birbirlerini aşağılıyorlardı.

Like other Marshals – his loyalty to  Napoleon was despised by the ultra-royalists.  

hoş karşılanmadı - Napolyon'a olan sadakati ultra-kralcılar tarafından hor görüldü.