Examples of using "Depressing" in a sentence and their turkish translations:
O bunaltıcıydı.
Moral bozucu, değil mi?
Bu çok iç karartıcı.
Bu çok iç karartıcı.
O bunaltıcı mı?
Moralimi bozuyorsun.
O iç karartıcı görünüyor.
Çok iç karartıcı.
Bu iç karartıcı.
Bu çok iç karartıcı.
O cesaret kırıcıydı.
O iç karartıcı bir düşüncedir.
Çok iç karartıcı bir ihtimal.
Artık rahatsız edici değil.
Burası iç karartıcı.
O bunaltıcı bir hikaye.
Bu gerçekten iç karartıcıydı.
Bu kasaba bunaltıcı.
Bu hava iç karartıcı.
Bu film iç karartıcı.
Şimdiye kadar, oldukça iç karartıcı, değil mi?
Benim gördüğüm iç karartıcıydı.
O çok iç karartıcı bir düşünce.
Tom'un hikayesi çok hüzünlüydü.
Bu kasaba çok bunaltıcı.
Bu yer çok bunaltıcı.
Bu iç karartıcı bir yer.
Sanırım o biraz moral bozucu.
Eskiden ölüm ilanlarının iç karartıcı olduğunu düşünürdum.
Son zamanlarda beraber takılmaktan çekiniyordun.
- Ben bundan daha iç karartıcı bir şey düşünemiyorum.
- Bundan daha iç karartıcı bir şey düşünemiyorum.
Gerçekten bunu yapmanın bunaltıcı olduğunu mu düşünüyorsun?
Bunu kendi başına yapmak moral bozucu olurdu.
Benimki gibi bir hayat yaşamak manasız ve iç karartıcı.
Biri güzel, akıllı ve komikti, diğeri çirkin, aptal ve iç karartıcıydı.