Translation of "Cowboy" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Cowboy" in a sentence and their turkish translations:

"Cowboy" Gator Magraw.

''Kovboy'' Gator Magraw.

I'm a cowboy.

- Ben bir kovboyum.
- Ben bir sığır çobanıyım.

Tom often wears cowboy boots and a cowboy hat.

Tom sık sık kovboy botları ve bir kovboy şapkası giyer.

Tom is a cowboy.

Tom bir kovboydur.

Tom is a real cowboy.

Tom gerçek bir kovboy.

The cowboy entered the saloon.

Kovboy salona girdi.

Tom looks like a cowboy.

Tom, bir kovboy gibi görünüyor.

Tom dresses like a cowboy.

Tom bir kovboy gibi giyiniyor.

Tom wasn't wearing cowboy boots.

Tom kovboy çizmesi giymiyordu.

You look like a cowboy.

Sen bir kovboya benziyorsun.

Tom wore a cowboy hat.

- Tom güzel bir araba kullanıyor.
- Tom bir kovboy şapkası giyiyordu.

Tom was wearing a cowboy hat.

Tom bir kovboy şapkası takıyordu.

Tom took off his cowboy hat.

Tom kovboy şapkasını çıkardı.

Tom pulled off his cowboy boots.

Tom kovboy botlarını çıkardı.

Tom is wearing a cowboy hat.

Tom bir kovboy şapkası takıyor.

The cowboy counted all the cattle.

Kovboy bütün sığırları saydı.

Sami was dressed in cowboy attire.

Sami kovboy kıyafeti giyindi.

Tom put on his cowboy hat.

Tom kovboy şapkasını taktı.

And that's when Gator became "Cowboy" ... Gator ...

Böylelikle Gator, ''Cowboy'' Gator'a dönüştü...

The cowboy quickly jumped out the window.

Kovboy hızla pencereden dışarı atladı.

My grandmother ran off with a cowboy.

Anneannem bir kovboyla kaçtı.

Tom usually wears a black cowboy hat.

Tom genellikle siyah bir kovboy şapkası takar.

Tom wore jeans and a cowboy hat.

Tom kot pantolon ve bir kovboy şapkası giydi.

Tom bought a pair of cowboy boots.

Tom bir çift kovboy botu satın aldı.

I always wanted to be a cowboy.

Ben her zaman bir kovboy olmak istedim.

I often wear a black cowboy hat.

Sıklıkla siyah bir kovboy şapkası takarım.

Sami was meticulously dressed as a cowboy.

Sami titizlikle kovboy gibi giyindi.

We'll make a cowboy out of you yet.

Daha senden bir kovboy yapacağız.

A cowboy is driving cattle to the pasture.

Bir kovboy sığırları otlağa götürüyor.

Remington was a cowboy for only two years.

Remington sadece iki yıllık bir kovboydu.

- Did you see the cowboy film on TV last night?
- Did you see the cowboy movie on TV last night?

Dün gece televizyondaki kovboy filmini izledin mi?

I've never worn cowboy boots in my whole life.

Ben bütün hayatımda hiç kovboy çizmesi giymedim.

Tom was wearing a cowboy hat when I saw him.

Tom onu ​​gördüğümde bir kovboy şapkası giyiyordu.

I thought, "What's more of a man's man than a cowboy?"

Düşündüm, ''Bir kovboydan daha adam gibi adam ne olabilir ki?''

When I saw Tom yesterday, he was wearing a cowboy hat.

Dün Tom'u gördüğümde, bir kovboy şapkası takıyordu.

Tom has a large collection of cowboy and Indian toy figures.

Tom'un büyük bir kovboy ve Kızılderili oyuncak figür koleksiyonu var.

Tom was wearing a cowboy hat the last time I saw him.

Onu son gördüğümde Tom kovboy şapkası giyiyordu.

The last time I saw Tom he was wearing a cowboy hat.

Tom'u son gördüğümde o bir kovboy şapkası giyiyordu.

Tom usually wears a cowboy hat, but today he's wearing a baseball cap.

Tom genellikle bir kovboy şapkası takar fakat bugün o bir beyzbol şapkası takıyor.

Tom took off his cowboy hat and wiped the sweat from his forehead.

Tom, kovboy şapkasını çıkardı ve kazağını alnından çekti.