Translation of "Wears" in Turkish

- Tom wears silk neckties.
- Tom wears silk ties.

Tom ipek kravatlar takıyor.

He wears glasses.

O gözlük takar.

Tom wears glasses.

Tom gözlük takıyor.

He wears pajamas.

O pijama giyer.

- Tom often wears blue.
- Tom often wears blue clothes.

Tom sık sık mavi giyer.

- Tom frequently wears a hat.
- Tom often wears a hat.

Tom çoğunlukla bir şapka takar.

- Tom rarely wears a hat.
- Tom seldom wears a hat.

Tom nadiren şapka giyiyor.

- He wears a woolen sweater.
- She wears a woolen sweater.

O, yünlü bir kazak giyer.

A nurse wears white.

Bir hemşire beyaz giyer.

She usually wears jeans.

O genellikle kot pantolon giyer.

He wears thick glasses.

O, kalın gözlük takar.

Tom never wears red.

Tom asla kırmızı giymez.

She wears heavy makeup.

O, koyu makyaj yapar.

She wears beautiful clothes.

O, güzel giysiler giyer.

Tom wears an eyepatch.

Tom bir göz bandı takıyor.

She never wears pants.

O, asla pantolon giymez.

He wears an eyepatch.

O bir göz bandı takar.

She wears an eyepatch.

O bir göz bandı giyer.

She wears designer clothes.

O, tasarımcı kıyafetlerini giyiyor.

He wears designer glasses.

O, tasarımcı gözlük takar.

She wears a wig.

O bir peruk takar.

She often wears corduroys.

O sık sık fitilli pantolon giyer.

This fabric wears well.

Bu kumaş iyi dayanır.

She wears long skirts.

Uzun etek giyiyor.

Tom often wears sunglasses.

Tom genellikle güneş gözlüğü takar.

Tom wears simple clothes.

Tom basit giysiler giyer.

Tom wears silk neckties.

Tom ipek kravatlar takıyor.

Tom always wears black.

Tom hep siyah giyer.

Tom always wears shades.

Tom hep güneş gözlüğü takar.

Mary wears expensive jewelry.

Mary pahalı mücevherler takar.

Tom usually wears glasses.

Tom genellikle gözlük takar.

Tom often wears black.

Tom sık sık siyah giyer.

She wears a girdle.

O bir korse giyiyor.

Tom wears bi-focals.

- Tom çift odaklı gözlük takar.
- Tom bifokal camlı gözlük takar.

Tom never wears pink.

Tom asla pembe giymez.

Tom usually wears dungarees.

Tom genellikle tulum giyer.

Tom usually wears jeans.

Tom genellikle kot pantolon giyer.

She wears vanity glasses.

O gösteriş gözlükleri takıyor.

Tom wears silk ties.

Tom ipek kravat takıyor.

The dyer wears white.

Boyacı beyaz giyer.

Mary rarely wears dresses.

Mary nadiren elbise giyer.

Who wears the sunglasses?

Kim güneş gözlüğü takıyor?

She never wears green.

O asla yeşil giymez.

Tom wears a wig.

Tom bir peruk takıyor.

Tom often wears corduroys.

Tom sık sık fitilli kadife pantolon giyer.

Mary wears a headscarf.

Mary başörtüsü takıyor.

Tom wears a ring.

Tom bir yüzük takıyor.

Love quickly wears off.

Aşk çabucak yıpranır.

She never wears trousers.

O asla pantolon giymez.

Tom wears a prosthesis.

Tom protez takıyor.

Tom wears glasses now.

Tom şu an gözlük takıyor.

Tom wears turtleneck sweaters.

Tom boğazlı kazak giyer.

Tom often wears sandals.

Tom sık sık sandalet giyer.

Sami wears a turban.

Sami türban takıyor.

Mary never wears earrings.

Mary hiçbir zaman küpe takmaz.

Tom often wears boots.

Tom çoğu zaman bot giyer.

Tom seldom wears jeans.

Tom nadiren kot pantolon giyer.

Baya wears small bras.

Baya küçük sutyen takar.

If your sister wears it, it will open as it wears

abla çocuk giysin giydikçe açılır zaten

She wears the same kind of clothes as her sister wears.

O, kız kardeşinin giydiği aynı tür elbiseleri giyer.

- Tom wears thick-rimmed glasses.
- Tom wears glasses with thick frames.

Tom kalın çerçeveli gözlük takar.

- Tom seldom wears a hat.
- Tom almost never wears a hat.

Tom neredeyse hiç şapka takmaz.

- Tom always wears blue shirts.
- Tom always wears a blue shirt.

Tom her zaman mavi gömlekler giyer.

He always wears dark glasses.

O her zaman siyah gözlük takar.

Hiromi wears a new dress.

Hiromi yeni bir elbise giyiyor.

He wears his hair long.

Onun uzun saçı var.

He wears black-rimmed glasses.

O, siyah çerçeveli gözlük takar.

He always wears blue shirts.

O her zaman mavi gömlek giyer.

Tom never wears a hat.

Tom asla şapka takmaz.

Tom always wears his seatbelt.

Tom her zaman emniyet kemerini takar.

She always wears fashionable clothes.

O her zaman moda kıyafetler giyer.

Tom wears a gold wristwatch.

Tom altından yapılmış bir kol saati takıyor.

Tom usually wears silk pajamas.

Tom genellikle ipek pijama giyer.

Tom sometimes wears a hat.

Tom bazen bir şapka giyer.

He never wears a tie.

O asla kravat takmaz.

Tom always wears fashionable clothes.

Tom her zaman şık kıyafetler giyer.

Mary wears lots of jewelry.

Mary birçok takı takar.

He always wears dark clothes.

O her zaman koyu giysiler giyer.

He wears eyeglasses to read.

O okumak için gözlük takar.

He wears socks and shoes.

O, çorap ve ayakkabı giyer.

The tall woman wears jeans.

Uzun kadın kot pantolon giyiyor.

He wears Chinese-style clothes.

O Çin tarzı giysiler giyer.

He always wears black clothes.

Her zaman siyah giyer.

Tom always wears a hat.

Tom her zaman şapka takar.

Mary often wears long skirts.

Mary çoğunlukla uzun etek giyer.

He wears a woolen sweater.

O bir yün kazak giyer.

Tom never wears a tie.

Tom asla kravat takmaz.

Tom only wears black clothes.

Tom sadece siyah elbiseler giyer.

Mary often wears revealing clothes.

Mary genelde açık kıyafetler giyer.

Tom hardly ever wears green.

Tom neredeyse hiç yeşil giymez.

Mary often wears blue dresses.

Mary sık sık mavi elbiseler giyer.

Tom rarely wears a tie.

Tom nadiren kravat takar.

She always wears flashy clothes.

O her zaman gösterişli kıyafetler giyer.

My mother always wears lipstick.

Annem hep ruj sürer.