Translation of "Entered" in Turkish

You entered.

Girdin.

- He entered his room.
- She entered her room.

O, odasına girdi.

Two bureaucrats entered

İki tane bürokrat içeriye girdi

Tom nervously entered.

Tom gergin biçimde içeri girdi.

They entered cautiously.

Onlar dikkatlice girdiler.

Sami entered ihram.

Sami ihrama girdi.

As I entered in,

İçeri girdim.

Someone entered the room.

Birisi odaya girdi.

She entered her twenties.

O yirmili yaşlara girdi.

He entered his room.

Odasına girdi.

He entered my room.

O benim odama girdi.

I entered her room.

Onun odasına girdim.

Tom entered the password.

Tom şifreyi girdi.

Tom entered his password.

Tom parolasını girdi.

Tom entered the kitchen.

Tom mutfağa girdi.

Mayuko entered the room.

Mayuko odaya girdi.

They entered the jungle.

Onlar ormana girdiler.

I entered Tom's room.

Tom'un odasına girdim.

He entered the room.

O odaya girdi.

He entered the boutique.

O, butik mağazasına girdi.

Tom entered the room.

Tom odaya girdi.

I entered the contest.

Ben yarışmaya girdim.

They entered the elevator.

Onlar asansöre girdiler.

They entered the forest.

Ormana girdiler.

They entered the room.

Onlar odaya girdiler.

Tom entered without knocking.

Tom kapıyı çalmadan girdi.

Dan entered the courtroom.

Dan duruşma salonuna girdi.

At midnight everybody entered.

Gece yarısı herkes girdi.

He entered the army.

O orduya girdi.

Tom entered Mary's house.

Tom, Mary'nin evine girdi.

Tom entered the building.

Tom binaya girdi.

Layla entered the room.

Leyla odaya girdi.

Sami entered Layla's bedroom.

Sami, Leyla'nın yatak odasına girdi.

Sami entered Layla's apartment.

Sami, Leyla'nın dairesine girdi.

Sami entered Layla's trailer.

- Sami, Leyla'nın römorkuna girdi.
- Sami, Leyla'nın karavanına girdi.

Sami entered the store.

- Sami dükkana girdi.
- Sami mağazaya girdi.

Tom entered the cafeteria.

Tom kafeteryaya girdi.

They entered the stable.

Ahıra girdiler.

I'd entered practice in 2003,

2003 yılında uygulamaya girmiştim

The girl entered the room.

Kız odaya girdi.

Twenty teams entered the tournament.

Turnuvaya yirmi takım girdi.

She quietly entered the room.

O, sessizce odaya girdi.

He entered the garden secretly.

O, gizlice bahçeye girdi.

They entered into a discussion.

Onlar bir tartışmaya girdiler.

He entered junior high school.

O, ortaokula girdi.

Tom quietly entered the room.

Tom sessizce odaya girdi.

I entered a singing contest.

Ben bir şarkı yarışmasına girdim.

I entered a speech contest.

Bir konuşma yarışmasına girdim.

The cowboy entered the saloon.

Kovboy salona girdi.

The penis entered the vagina.

Penis vajinaya girdi.

Tom entered the bedroom quietly.

Tom sessizce yatak odasına girdi.

Tom entered the building unnoticed.

Tom fark edilmeden binaya girdi.

Tom entered the room nervously.

- Tom gergin biçimde odaya girdi.
- Tom sinirli bir şekilde odaya girdi.

My son entered high school.

Oğlum yüksek okula girdi.

An intruder entered Dan's room.

Davetsiz bir misafir Dan'ın odasına girdi.

The farmer entered the pigsty.

Çiftçi domuz ağılına girdi.

I entered a coffee shop.

Bir kahve dükkanına girdim.

Her father entered the room.

Onun babası odaya girdi.

Voyager 1 entered interstellar space.

Voyager 1 yıldızlararası uzaya girdi.

He entered through the window.

O, pencereden içeri girdi.

He probably entered this room.

O muhtemelen bu odaya girdi.

First, he entered the room.

İlk olarak, o odaya girdi.

The group entered the building.

Grup binaya girdi.

Tom has just entered college.

Tom daha üniversiteye yeni girdi.

Mary entered a beauty pageant.

Mary bir güzellik yarışmasına girdi.

He suddenly entered the room.

Aniden odaya girdi.

Layla secretly entered Sami's apartment.

Leyla gizlice Sami'nin dairesine girdi.

Now, when I entered the school,

Okula girdiğimde,

We entered into a serious conversation.

Ciddi bir konuşmaya girdik.

The man entered the next room.

Adam bitişik odaya girdi.

Both nations entered into a war.

Her iki ülke de savaşa girdi.

She entered this school last year.

Geçen yıl bu okula girdi.

He entered my room without permission.

İzinsiz olarak odama girdi.

The economy has entered a recession.

Ekonomi durgunluğa girdi.

He entered Tokyo University this spring.

O, bu bahar Tokyo Üniversitesine girdi.

The bullet entered above the knee.

Mermi dizin üzerine girdi.

They entered into a heated discussion.

Onlar hararetli bir tartışmaya girdi.

Tom entered the room after Mary.

Tom Mary'den sonra odaya girdi.

Yesterday, a thief entered the house.

Dün, eve bir hırsız girdi.

He entered the room on tiptoes.

Odaya ayaklarının ucuna basarak girdi.

Tom entered the room without knocking.

Tom kapıyı çalmadan odaya girdi.

Tom quietly entered the baby's room.

Tom sessizce bebeğin odasına girdi.

We entered the room after him.

Biz onun arkasından odaya girdik.

He must have entered this room.

O, bu odaya girmiş olmalı.

Both countries entered into peace negotiations.

Her iki ülke barış görüşmelerine girdi.

Tom entered the room without hesitation.

Tom çekinmeden odaya girdi.

The thieves entered by the window.

Hırsızlar pencereden girdi.

Tom entered Mary's office after knocking.

Tom, Mary'nin bürosuna kapıyı çaldıktan sonra girdi.

Tom entered the room with Mary.

Tom, Mary ile odaya girdi.

After the war, Ford entered politics.

Savaştan sonra, Ford politikaya girdi.