Examples of using "Circumstances" in a sentence and their turkish translations:
oraya buraya sürüklenir.''
Şartlar değişti.
Bunlar özel durumlar.
Bunlar hafifletici koşullar.
insan ve koşullardan bağımsız hale getirmektir.
mutlu olabiliriz.
nasıl ona tutunabiliriz ?
Bu, birçok durumda yaşanmış:
O kötü koşullarda yaşamaktadır.
Tom tuhaf şartlarda öldü.
Olasılık farklı koşullarla değişir.
Zaman ve koşullar bilgelik getirir.
O zaman koşullar farklıydı.
Koşullar şimdi farklı.
Kendini şartlara uyduruyor.
Şartlara göre değişir.
O, kendini koşullara uydurdu.
Tom gizemli koşullar altında öldü.
Hiçbir hafifletici durum yoktu.
Sami korkunç koşullarda can verdi.
hangi koşulların etkilediğini, hangi toplum
...ve karşılaştığımız zorlukların üstesinden geldik.
Bu koşullar altında biz başarılı olamayız.
Değişen koşullara hızla uyum sağla.
O, yeni çevreye her zaman uyum sağlar.
Yeni koşullara uyum sağlayamadı.
O koşulları detaylı olarak açıkladı.
Sen koşulları anlamak zorundasın.
Keşke koşullar farklı olsa.
O, kaotik koşullarda büyüdü.
Ben hiçbir suretle gitmeyeceğim.
Herhangi bir koşul altında gitmezdim.
Şartlarını ona açıkladı.
Bu koşullar altında, iflas kaçınılmazdır.
Koşullara uyum sağlamak zorundasın.
Tom, Mary'ye koşulları açıkladı.
- Tom yeni koşullara adapte oldu.
- Tom yeni koşullara uyumlandı.
Bu koşullar altında, öneriyi kabul edemem.
Durumu umutsuzdu ama hayatta kaldı.
Hiçbir koşulda çekleri kabul edemeyiz.
Sorunun ardında karmaşık durumlar vardır.
O bulunduğu duruma kendini alıştıramaz.
İnsan, koşullarının bir ürünüdür.
Şartlar yüzünden randevumuzu iptal etmek zorunda kaldık.
Tom'un evi gizemli koşullarda yandı.
Bu şartlar altında çalışmak imkansız.
O, çok gizemli şartlar altında aniden kayboldu.
- Duruma adapte olmalısın.
- Vaziyete ayak uydurman gerekiyor.
Mutluluğumuz koşulların keyfine kalmış olacaktır.
koşullar çok iyi olsa bile
Planlanmamış şeyler olabilir, ne bileyim.
Bu şartlar altında Apple-1'i çıkardı Steve Jobs
Şartlar bizi toplantıyı ertelememiz için zorladı.
Koşullar bana böyle bir tatil izin vermez.
Hiçbir koşulda buraya giremezsin.
- Tom'la hiçbir koşulda poker oynama.
- Ne olursa olsun, Tom'la poker oynama.
Normal şartlar altında onu yapmayı kabul ederim.
Yeni koşullar, politikada bir değişikliğe zorladı.
Seni bu korkunç şartlardan kurtaracağım.
Onun yeni şartlara uyum sağlaması hızlıdır.
Vaziyetlerimizin boyutu ve şartları farklı olacak
içinde olduğumuz durumu değişmek mümkün olmadığında
Şartlar benim yurt dışına gitmeme izin vermedi.
Biz bu yeni koşullara planımızı adapte etmeliyiz.
Keşke daha iyi şartlar altında görüşebilseydik.
Bu şartlar altında Tom'un umursayacağını sanmıyorum.
Daha fazla söylememe koşullar izin vermiyor.
Ben bu koşullar altında önemli bir baskı gösterdiğimi düşünüyorum.
Şartları öğrenene kadar bir şey söyleyemezsin.
Yaşam biçimini neden koşullara uydurmuyorsun?
Hiçbir koşulda derin nehirde yüzmemen gerekir!
Tom çok zor şartlar altında iyi bir iş yapıyor.
Hiçbir koşulda askeri eylemlere katılmayacağız.
Ülkedeki siyasi koşullar gittikçe kötüleşti.
Bu şartlar altında teslim olmaktan başka seçeneğimiz yok.
Onun ölümünün şartları henüz aydınlığa kavuşturulmadı.
Normal koşullar altında, Tom oraya gitmeyi asla kabul etmez.
Normal koşullar altında, Tom bunu asla kabul etmez.
Çalışıyor olduğumuz zor şartları anlayacağınızı umuyoruz.
Tom şartlara göre, ikinci en iyi politikayı seçmeli
Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
Hiçbir koşul altında böyle bir karikatüre asla razı olmayacağım.
Berlin, şu anda Avrupa'daki siyasi koşullardan çok muzdariptir.
Bizim kontrolümüz ötesindeki koşullar nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
Şartlar nedeniyle, üniversiteye gitme düşüncesinden vazgeçtim.
Önlemleri almadan önce zor koşulları dikkate almalısın.
Öngörülemeyen koşullar nedeniyle, parti şimdi saat 9'da gerçekleşecek.
Şartlar göz önüne alındığında, böyle bir olayın gerçekleşmesi kaçınılmazdı.
Hiçbir koşulda onu affedemem.
İnternet dünyanın her bölümünün koşullarını bilmek için çok faydalıdır.
Aklınızda bulunsun, bu koşullar altında başka bir alıcı bulmaktan başka alternatifimiz yok.
Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.