Translation of "Charming" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Charming" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's charming.
- Tom is charming.

Tom çekici.

You were charming.

Sen çekiciydin.

Tom was charming.

Tom çekiciydi.

Mary is charming.

Mary çekici.

You're charming today.

Bugün çekicisin.

- Tom is very charming.
- Tom is being very charming.

Tom çok sevimli.

He's handsome and charming.

O, yakışıklı ve çekici.

What a charming couple!

Ne cazibeli bir çift!

He's a charming man.

O çekici bir adam.

Hiroko has charming features.

Hiroko'nun çekici özellikleri var.

She is very charming.

O çok çekici.

- You're adorable.
- You're charming.

Çekicisin.

Aren't they both charming?

İkisi de çekici değil mi?

He's charming and irresistible.

O büyüleyici ve karşı konulmaz.

He's funny and charming.

O, komik ve sevimli.

Kate is very charming.

Kate çok çekici.

Mary found him charming.

Mary onu çekici buldu.

Tom was so charming.

Tom çok çekiciydi.

- I think Tom is charming.
- I think that Tom is charming.

Tom'un çekici olduğunu düşünüyorum.

- I know Tom is charming.
- I know that Tom is charming.

Tom'un çekici olduğunu biliyorum.

- Tom thought Mary was charming.
- Tom thought that Mary was charming.

Tom, Mary'nin sevimli olduğunu düşündü.

- Tom said he thought I'm charming.
- Tom said that he thought I'm charming.
- Tom said that he thought that I'm charming.
- Tom said he thought that I'm charming.

Tom büyüleyici olduğumu düşündüğünü söyledi.

You look very charming today.

Bugün çok çekici görünüyorsun.

She has a charming face.

Onun çekici bir yüzü var.

She is a charming woman.

O büyüleyici bir kadındır.

Your children are so charming!

Çocukların çok sevimli!

He's charming, funny and intelligent.

O, çekici, komik ve zekidir.

You're as charming as ever.

Her zamanki kadar çekicisin.

Tom is being very charming.

Tom çok çekici oluyor.

She was a charming woman.

O büyüleyici bir kadındı.

He was her prince charming.

O, onun beyaz atlı prensiydi.

Tom can be very charming.

Tom çok çekici olabilir.

Tom is charming and irresistible.

Tom büyüleyici ve dayanılmaz.

That baby has charming eyes.

Şu bebeğin büyüleyici gözleri var.

Mary is charming and attractive.

Mary büyüleyici ve çekicidir.

Mary is a charming woman.

Mary çekici bir kadın.

Layla was a charming woman.

- Leyla büyüleyici bir kadındı.
- Leyla çekici bir kadındı.

Mary is kind of charming.

Mary biraz çekici.

Tom is funny and charming.

Tom esprili ve karizmatik biri.

- You can't deny that Tom is charming.
- You can't deny Tom is charming.

Tom'un sevimli olduğunu inkar edemezsin.

- Tom thought he was really charming.
- Tom thought that he was really charming.

Tom gerçekten çekici olduğunu düşündü.

- He's very charming.
- She's quite gorgeous.

O, çok cazibeli.

Have you found Prince Charming yet?

Henüz Prens Charming'i buldunuz mu?

Jane is a most charming girl.

Jane en çekici bir kız.

What a charming girl you are!

Ne çekici bir kızsın!

Your grandmother is a charming lady.

- Büyükanneniz çok hoş bir hanım.
- Anneanneniz çok hoş bir bayan.

Let's drink to our charming hostess!

Çekici hostesimize içelim!

Tom is an extremely charming guy.

Tom son derece çekici bir adam.

Tom said that Mary was charming.

Tom Mary'nin büyüleyici olduğunu söyledi.

Sami was handsome, successful, and charming.

Sami yakışıklı, başarılı ve çekiciydi.

- Kate is no less charming than her sister is.
- Kate is as charming as her sister.

Kate kız kardeşi kadar büyüleyici.

- Tom told me that he thought Mary was charming.
- Tom told me he thought Mary was charming.
- Tom told me he thought that Mary was charming.
- Tom told me that he thought that Mary was charming.

Tom bana Mary'nin büyüleyici olduğunu düşündüğünü söyledi.

She is a charming and reliable person.

Sevimli ve güvenilir bir kişidir.

She is charming as well as diligent.

O hem çekici hem de çalışkandır.

- She's a knockout.
- She is very charming.

O çok çekici.

She is more charming that the others.

O diğerlerinden daha çekici.

I think she is charming and attractive.

Sanırım o, alımlı ve çekici.

She thought of herself as charming enough.

Kendisinin yeterince çekici olduğunu düşündü.

Tom is very charming when he smiles.

Tom gülümsediği zaman çok çekici.

Our neighbour bought himself a charming horse.

Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı.

Joan is as charming as her sister.

Joan kız kardeşi kadar çekici.

Fadil met a charming girl named Dania.

Fadıl, Dania adlı büyüleyici bir kızla tanıştı.

Layla was very charming and soft-spoken.

Leyla çok çekici ve tatlı dilliydi.

She is just as charming as her sister.

Tam kız kardeşi kadar çekicidir.

He thought of himself as being charming enough.

O, kendini yeterince çekici olarak düşündü.

My brother gave me a charming baby doll.

Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.

She is a most charming young lady indeed.

O, gerçekten en çekici genç bir bayan.

An accent can be either charming or irritating.

Bir aksan büyüleyici veya rahatsız edici olabilir.

Your eccentricities can make you either charming or tedious.

Senin eksantrikliğin seni ya sevimli ya da sıkıcı yapabilir.

I fell in love with the charming female engineer.

Çekici bir kadın mühendise aşık oldum.

"I love you, my prince charming." "So do I."

"Seni seviyorum beyaz atlı prensim." "Ben de seni."

We appear to want leaders who are charming and entertaining,

Etkileyici ve eğlenceli liderler istiyor gözüküyoruz

You can be pretty charming when you want to be.

Olmak istediğinizde oldukça şirin olabilirsiniz.

In front of my house there is a charming patisserie.

Evimin önünde büyüleyici bir pasta salonu var.

"Yes!", he whispered in my ear with his charming voice.

"Evet!", o, kulağıma büyüleyici sesiyle fısıldadı.

There are many charming old buildings in the city center.

Şehir merkezinde birçok büyüleyici eski bina var.

"Who is this Tom?" "He's a charming young man I met a few days ago."

"Kim bu Tom?" "Birkaç gün önce rastladığım çekici genç bir adam."

In the middle of a pond on a tiny island is a charming little duck house.

Küçük bir ada üzerindeki bir göletin ortasında şirin bir ördek evidir.

It is absurd to divide people into good and bad. People are either charming or tedious.

İnsanları kendi aralarında iyi ve kötü olarak ayırmak saçma. İnsanlar neşeli ya da sıkıntılı olabilir.

Woman would be more charming if one could fall into her arms without falling into her hands.

Eğer biri onun ellerine düşmeden kucağına düşebilseydi kadın daha çekici olurdu.

Jane is fat and rude, and smokes too much. However, Ken thinks she's lovely and charming. That's why they say love is blind.

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.

- My brother gave me a cute doll.
- My brother gave me a charming baby doll.
- My brother gave me a cute baby doll.

Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.