Examples of using "Calendar" in a sentence and their turkish translations:
Takvimi kontrol et.
Bir takvime ihtiyacım var.
Tom takvimini kontrol etti.
Bir takvim alacağım.
Tom takvime baktı.
Takvimi kontrol edeyim.
Tom Mary'ye takvimini gösterdi.
Takvimimi kontrol edeyim.
Sabit bir takvim yok.
Takvime baktım.
- Takvimi getirdin mi?
- Takvimi getirdiniz mi?
Takvimi duvara astım.
1 Mayıs takvimden çıkarıldı
Sadece takvimimi kontrol edeyim.
Takvimimi kontrol edeceğim.
Takvimde çok güzel resimler var.
Onu takvimime koyacağım.
Bu takvimi nereye asayım?
Duvarda asılı bir takvim var.
Takvimimde doğum gününü işaretledim.
Tom takvimi duvardan kaldırdı.
Takvim duvarda asılı duruyor.
Ben takvimi duvara asıyorum.
Takvimi duvara astı.
Tom duvara bir takvim astı.
Masamda bir takvimim var.
Senin doğum gününü takvimime koydum.
Duvardaki takvime baktım.
Tom masasındaki takvime baktı.
Ocak takvimin ilk ayıdır.
Yeni duvar takvimimi beğendin mi?
- Jülyen takvimi Rusya'da geçerliydi.
- Jülyen takvimi Rusya'da yürürlükteydi.
Öğretmen beşinci takvim sayfasını çıkardı.
Onu takvimime not etmeyi ihmal ettim.
Takvimimde o tarihi daire içine aldım.
Masamdaki takvime baktım.
Aralık seküler takvimin son ayıdır.
Ocak seküler takvimdeki ilk aydır.
Elul, İbrani takvimindeki son aydır.
- Kameri ay takvim ayından kısadır.
- Kameri ay takvim ayından daha kısadır.
İspanyol takvimde hafta pazartesi ile başlar.
Takvimdeki tarih 23 Eylül 1964'tü.
Kamerî aylar miladi aylardan daha kısadır.
Ramazan, İslami takvimin dokuzuncu ayı.
Bir takvimin var mı?
Tom takvimi masasının arkasındaki duvara astı.
Ajandama bakacağım.
Showa'nın 10. yılı, Batı takviminde 1935'dir.
Doğum günüm için takvimde kırmızı bir işaret koydum.
2010, Çin ay takviminde Kaplan Yılı'ydı.
Tom Mary'ye bir takvim verdi ve o onu buzdolabının üstüne koydu.
Maya takvimine göre, yakında dünyanın sonu geliyor.
Ev o kadar eskiydi ki, içinde hâlâ 1956 yılının takvimini muhafaza ediyordu.