Translation of "Boy's" in Turkish

What's that boy's name?

Şu oğlanın adı ne?

That boy's hair is black.

Şu çocuğun saçı siyahtır.

The boy's courage surprised everyone.

Çocuğun cesareti herkesi şaşırttı.

What's the new boy's name?

Yeni çocuğun adı ne?

Isn't that a boy's name?

O bir erkek adı değil mi?

That boy's a big bully.

O çocuk büyük bir kabadayıdır.

What was the boy's name?

Çocuğun adı neydi?

Today is this boy's birthday.

Bugün bu çocuğun doğum günü.

What's your favorite boy's name?

Senin gözde erkek adın nedir?

That boy's name is Tom.

O çocuğun adı Tom.

The boy's name was Tom.

Çocuğun adı Tom'du.

She kissed away the boy's tears.

O, çocuğun gözyaşlarını öperek geçirdi.

They went to the boy's rescue.

Onlar çocuğun yardımına gittiler.

He looked into the boy's eyes.

O, çocuğun gözlerine baktı.

The boy's aggression is making problems.

Çocuğun saldırganlığı problemler yaratıyordu.

A boy's appetite grows very fast.

Bir erkek çocuğunun iştahı çok hızlı büyür.

He is cutting the boy's hair.

Çocuğun saçını kesiyor.

That boy's name is Shintaro Wada.

O oğlanın adı Shintaro Wada.

This ball is that boy's treasure.

Bu top o çocuğun servetidir.

The policeman grabbed the boy's arm.

Polis, çocuğun kolunu yakaladı.

Do you know that boy's name?

- O çocuğun adını biliyor musun?
- O oğlanın adını biliyor musun?

The doctor bandaged the boy's injured leg.

Doktor çocuğun yaralı bacağını sardı.

I was amazed at the boy's intelligence.

Çocuğun zekasına şaşırdım.

There's an apple in this boy's pocket.

Bu çocuğun cebinde bir elma var.

The ball is that boy's prized possession.

Top o çocuğun değerli mülküdür.

The boy's problems are physical, not mental.

Çocuğun problemleri fiziksel, ruhsal değil.

The children are celebrating the boy's birthday.

Çocuklar oğlanın doğum gününü kutluyorlar.

Is that tall man this boy's father?

O uzun boylu adam, bu çocuğun babası mı?

The boy's toys are in the bathroom.

Oğlanın oyuncakları banyoda.

She let go of the boy's hand.

O, çocuğun elini bıraktı.

I think that boy's name is Tom.

- Sanırım oğlanın adı Tom.
- Sanırım çocuğun ismi Tom.

There is an apple in the boy's pocket.

Oğlanın cebinde elma var.

You have to allow for the boy's age.

Çocuğun yaşı nedeniyle izin vermek zorundasın.

His mental level is higher than the average boy's.

Onun zihinsel seviyesi normal çocuğunkinden daha yüksektir.

Tom is a boy's name and Mary is a girl's name.

Tom bir erkek adı ve Mary bir kız adıdır.

The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise.

Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.

- This ball is the treasure of that boy.
- This ball is that boy's treasure.

Bu top o çocuğun hazinesidir.

She cut off all her beautiful long brown hair and dressed herself in boy's clothes.

O bütün uzun güzel kahverengi saçlarını kesti ve bir oğlanın kıyafetlerini giydi.

The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.

Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.

The boy's expression showed his disappointment, but even so he looked up at our faces with a glimmer of hope.

Çocuğun ifadesi hayal kırıklığını gösterdi, ama öyle olsa bile o umut ışığı ile yüzümüze baktı.