Examples of using "Bleak" in a sentence and their turkish translations:
Görünüm kasvetli.
Benim prognozum kötü.
Gelecek kasvetlidir.
Leyla'nın geleceği kasvetli görünüyordu.
Ekonomik durum çok iç karartıcı.
Durumu umutsuzdu ama hayatta kaldı.
Hükümet ve özel aktörlerin çok güçlü çabalarına rağmen dilin geleceği umutsuzdur.
Sanırım bir şey için birine asla güvenmek zorunda kalmadığım için benim dostluk üzerine görüşüm oldukça kasvetli.