Translation of "Attacker" in Turkish

The attacker escaped.

Saldırgan kaçtı.

The attacker ran away.

Saldırgan kaçtı.

The attacker escaped easily.

Saldırgan kolayca kaçtı.

Sami was the attacker.

Saldırgan Sami idi.

He wrestled his attacker to the ground.

Kendisine saldıranı yere devirdi.

Tom hit his attacker with a hammer.

Tom kendisine saldırana çekiçle vurdu.

We don't know who the attacker was.

Saldırganın kim olduğunu bilmiyoruz.

- Tom was the attacker.
- Tom was pushy.

Tom saldırgandı.

Layla was shot by an unidentified attacker.

Leyla, kimliği belirsiz bir saldırgan tarafından vuruldu.

Layla accused Sami of being the attacker.

Leyla, Sami'yi saldırgan olmakla suçladı.

We think that Tom probably knew his attacker.

Tom'un muhtemelen saldırganını tanıdığını düşünüyoruz.

Do you remember what your attacker looked like?

Senin saldırganının neye benzediğini hatırlıyor musun?

Do you remember what the attacker looked like?

Saldırganın neye benzediğini hatırlıyor musun?

Sami's pursuit of his attacker was in vain.

Sami'nin, saldırganını takip etmesi boşunaydı.

Sami has never been able to describe his attacker.

Sami, saldırganını asla tanımlayamadı.

The defensive octopus tries to face away from the attacker

Savunmacı ahtapot, kavgadan kaçınmanın bir yolu

Its design will force any attacker to overcome successive layers of strong defence to reach

Tasarımı, bir saldırganı son kaleye ulaşması için, üst üste sağlam

From the position of the wounds on the body, the police could tell that the attacker was left-handed.

Yaraların vücuttaki konumundan, polis saldırganın solak olduğunu tespit etti.