Translation of "Ambition" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Ambition" in a sentence and their turkish translations:

And ambition.

Ambition and faith

Hırs ve inanç

He had ambition.

Onun hırsı vardı.

Tom has ambition.

Tom hırsı vardır.

Tom had ambition.

Tom'un hırsı vardı.

I have ambition.

Hırsım var.

Melting away my ambition.

azmimi baltalıyor.

I admire your ambition.

Ben senin hırsına hayranım.

Tom had no ambition.

Tom'un hiç hırsı yoktu.

Tom has no ambition.

Tom'un ihtirası yok.

That's my life's ambition.

O benim hayatımın tutkusu.

We need ambition without arrogance.

Kibirlenmeden hırslanmamız lazım.

He is full of ambition.

- O, tutku dolu.
- O, hırs doludur.

He has no political ambition.

Onun politika tutkusu yok.

I think ambition is good.

Hırsın iyi olduğunu düşünüyorum.

Don't you have any ambition?

Hiç tutkun yok mu?

That's my most secret ambition!

O benim en gizli hırsım!

His ambition knows no bounds.

Onun hırsı sınır tanımıyor.

Ambition gives me a nosebleed.

Hırs benim burnumu kanatıyor.

This is my life's ambition.

Bu benim yaşam tutkum.

Ambition drove him to murder.

Hırs onu cinayete sürükledi.

Tom is full of ambition.

Tom hırs dolu.

Tom has no political ambition.

- Tom'un politik hırsı yok.
- Tom'un hiçbir siyasi hırsı yok.

Look at ours. Ambition of Korea.

Bir de bizimkine bakın. Kore'nin hırsını.

Her heart was dominated by ambition.

Onun kalbi azimle kaplanmıştı.

His ambition made him work hard.

Onun hırsı onu sıkı çalıştırdı.

- He had ambition.
- He was ambitious.

- Hırslıydı.
- O, hırslıydı.

His ambition is to be first.

Onun tutkusu birinci olmak.

That politician is full of ambition.

Bu politikacı hırs dolu.

Tom has no drive or ambition.

Tom'un hiçbir dürtü veya hırsı yok.

His ambition is to be a lawyer.

Onun tutkusu bir avukat olmaktır.

Her ambition is to become an ambassador.

Onun tutkusu bir büyükelçi olmaktır.

He was a man of great ambition.

O büyük bir hırsın adamıydı.

He fell victim to his own ambition.

Hırsının kurbanı oldu.

There were no bounds to his ambition.

Hırsının sınırı yok.

He has ambition, so he works hard.

Onun emeli var, bu yüzden o çok çalışıyor.

What does it show us? Ambition of Korea.

Neyi gösteriyor? Kore'nin hırsını.

We need the ambition to restore the atmosphere,

Atmosferi iyileştirip karbondioksit düzeylerini

He fell a victim to his own ambition.

Kendi hırsının kurbanı oldu.

His ambition was to be a great politician.

Onun hırsı büyük bir politikacı olmaktır.

He had the ambition to be prime minister.

- Başbakan olma tutkusunu taşıyordu.
- Başbakan olma hırsı vardı.

Her ambition is to be a ballet dancer.

Onun tutkusu balerin olmaktır.

Maduro’s political ambition became evident in December 2015.

Maduro'nun politik tutkusu Aralık 2015'te kendini belli etti

Mary wanted to marry a man with ambition.

Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu.

- He never forgot his ambition to become a great statesman.
- He never forgot his ambition to become a great politician.

O büyük bir politikacı olma hırsını asla unutmadı.

Ambition must also be merged with mentality and science.

Hırs, aynı zamanda akıl ve bilimle birleşmeli.

It is Tom's ambition to go to the moon.

Ay'a gitmek Tom'un tutkusudur.

She realized her ambition to become a great scientist.

O, onun büyük bir bilim adamı olma hırsını anladı.

He has an ambition to get a Nobel Prize.

Onun Nobel Ödülü alma hırsı var.

The foundation of a college was her great ambition.

Bir üniversite vakfı onun büyük hırsıydı.

He had the ambition to be a great politician.

Onun büyük bir politikacı olma hırsı vardı.

My greatest ambition is to be an opera singer.

En büyük hırsım bir opera şarkıcısı olmaktır.

It is his ambition to go to the moon.

Ay'a gitmek onun tutkusu.

Women who seek to be equal with men lack ambition.

Erkeklerle eşit olmaya çalışan kadınlar hırstan yoksundur.

He never forgot his ambition to become a leading politician.

O önemli bir politikacı olma hırsını asla unutmadı.

He never forgot his ambition to become a great statesman.

O büyük bir devlet adamı olma tutkusunu hiç unutmadı.

To be an acrobat is the ambition of almost every boy.

Akrobat olmak neredeyse her çocuğun tutkusudur.

3.600, in developed countries 5.900. What does it show us? Ambition of Korea.

3.600, gelişmiş ülkelerde 5.900. Neyi gösteriyor? Kore'nin hırsını.

Tom's one big ambition in life was to become a race car driver.

Tom'un hayatta büyük bir tutkusu bir yarış arabası sürücüsü olmaktı.

He has an ambition to make a name for himself as a writer.

Onda yazarlıkta adını öne çıkarma hırsı var.

Tom had one big ambition in life. That was to become a race car driver.

Tom'un hayatta büyük bir hırsı vardı. O bir yarış arabası sürücüsü olmaktı.