Examples of using "1950" in a sentence and their turkish translations:
O nedenle 1950'ye kadar
Picasso, 1950 yılında bu resmi yaptı.
Picasso bu tabloyu 1950 yılında yaptı.
Yıl 1950 fakat giyim kuşamı 1950'ye uygun değil bu adamın daha eski duruyor.
3 Nisan, 1950'de doğdum.
1950'de Kuzey Kore Güney Kore'yi istila etti.
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
1950'de ABD nüfusu 150 milyondu.
Şirket halen görevdeki başkan tarafından 1950 yılında kuruldu.
1950'lerde Sovyetler Birliğine iltica etti.
8 Ocak 1950'de Tokyo'da doğdum.
Burada 1950'lerden kalma gibi görünen İngilizce cümleler var.
Ferrari, 1950 yılında başlamasından bu yana Formula1'de her sezon yarışan tek şirkettir.
1950'lerde, Finler dünyadaki en az sağlıklı diyetlerden birine sahip olarak belirtildiler.
1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.