Translation of "Older" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Older" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's older.
- Tom is older.

Tom daha yaşlıdır.

- She is getting older.
- She's getting older.

O gittikçe yaşlanıyor.

- I am older than him.
- I'm older than he is.
- I'm older than him.

Ben ondan daha yaşlıyım.

- Tom is older than I.
- Tom is older than I am.
- Tom is older than me.
- Tom's older than me.

Tom benden daha yaşlıdır.

I look older.

Ben daha yaşlı görünüyorum.

Tom looks older.

Tom daha yaşlı görünüyor.

You look older.

Daha yaşlı görünüyorsun.

I'm getting older.

Gittikçe yaşlanıyorum.

You're getting older.

Yaşlanıyorsun.

She looks older.

O daha yaşlı görünüyor.

Sami seemed older.

Sami daha yaşlı gözüküyordu.

Her older brother is two years older than I.

Abisi benden iki yaş büyük.

- I'm older than you.
- I am older than you.

Senden daha yaşlıyım.

- She's Tom's older sister.
- She is Tom's older sister.

O, Tom'un ablası.

I have an older brother and an older sister.

Büyük bir ağabeyim ve büyük bir ablam var.

- They are older than Tom.
- They're older than Tom.

Onlar Tom'dan daha yaşlı.

- She's my older sister.
- She is my older sister.

O, benim ablam.

His older sister is older than my oldest brother.

Onun ablası benim ağabeyimden daha yaşlıdır.

- I am older than him.
- I'm older than him.

Ben ondan daha yaşlıyım.

- Tom is older than I am.
- Tom is older than me.
- Tom's older than me.

Tom benden daha yaşlı.

- I am older than him.
- I'm older than he is.

Ben ondan daha yaşlıyım.

- When you're older, you'll understand.
- You'll understand when you're older.

Yaşlandığında anlayacaksın.

She's older than Tom.

O, Tom'dan daha yaşlıdır.

It's an older model.

Bu daha eski bir model.

It's older than that.

Bu ondan daha eski.

He's my older brother.

O benim abim.

He's older than me.

O benden daha büyük.

I like older people.

Ben yaşlı insanları severim.

The older, the wiser.

Daha yaşlı, daha akıllı.

I'm Tom's older brother.

Tom'un ağabeyiyim.

I'm older than Tom.

Ben Tom'dan daha yaşlıyım.

You're older than Tom.

Sen Tom'dan yaşlısın.

You're older than me.

Sen benden daha yaşlısın.

You're older than him.

Sen ondan daha yaşlısın.

You're older than her.

Sen ondan daha yaşlısın.

I'm older than her.

Ben ondan daha yaşlıyım.

They're older than you.

Onlar senden daha yaşlı.

They're older than him.

Onlar ondan daha yaşlı.

They're older than her.

Onlar ondan daha yaşlı.

She's older than him.

- O ondan daha yaşlıdır.
- Kız, oğlandan büyük.
- Ondan büyük.

Tom is getting older.

Tom yaşlanıyor.

We're a little older.

Biz biraz daha yaşlıyız.

I'm Tom's older sister.

Ben Tom'un ablasıyım.

He's older than her.

- Ondan büyük.
- Yaşı ondan büyük.
- Ondan daha yaşlı.

- I thought you'd be older.
- I thought that you'd be older.

Daha yaşlı olacağını sanıyordum.

- Tom is older than I am.
- Tom is older than me.

- Tom benden daha yaşlıdır.
- Tom benden daha yaşlı.

- I'm older than your brother.
- I am older than your brother.

Ben senin erkek kardeşinden daha yaşlıyım.

- Tom is much older than Mary.
- Tom is much older than Mary is.
- Tom is way older than Mary is.
- Tom is way older than Mary.

- Tom Mary'den çok daha yaşlıdır.
- Tom Mary'den çok daha yaşlı.

- Mom is older than Dad.
- My mum is older than my dad.

- Annem babamdan yaşça daha büyük.
- Annem babamdan daha yaşlı.

- I thought Tom would be older.
- I figured Tom would be older.

Tom'un daha yaşlı olacağını düşündüm.

- What is her older sister's name?
- What is his older sister's name?

Onun ablasının adı ne?

- My older brother has a mustache.
- My older sister has a mustache.

Ablamın bir bıyığı var.

- I'm older than you think.
- I'm older than you think I am.

Düşündüğünden daha yaşlıyım.

- She's two years older than him.
- She's two years older than he.

O, ondan iki yaş daha büyüktür.

- Tom isn't much older than me.
- Tom is not much older than me.
- Tom is not much older than I am.
- Tom isn't much older than I am.

Tom benden çok daha yaşlı değil.

- Tom is a little older than me.
- Tom is somewhat older than I.
- Tom is a bit older than me.
- Tom is a little older than I am.

Tom benden biraz daha yaşlı.

- Tom is much older than I am.
- Tom is much older than me.
- Tom is so much older than I am.
- Tom is a lot older than I am.
- Tom is a lot older than me.

- Tom benden çok daha yaşlı.
- Tom benden çok daha yaşlıdır.

Tom married an older girl.

Tom daha yaşlı bir kızla evlendi.

She has five older brothers.

Onun beş ağabeyi var.

Older people often fear change.

Yaşlı insanlar değişiklikten çoğunlukla korkuyorlar.

John is older than Robert.

John Robert'tan daha yaşlıdır.

She's now older and wiser.

O şimdi yaşlı ve akıllı.

He's older, but no wiser.

O yaşlı ama akıllı değil.

My older sister got engaged.

Benim ablam nişanlandı.

Interlingua has five older sisters.

Interlinguanın beş ablası vardır.

Mary is my older sister.

Mary benim ablam.

I've always dated older women.

Her zaman yaşlı kadınlarla flört ettim.

Am I older than you?

Ben senden daha yaşlı mıyım?

They're all older than you.

Onların hepsi senden daha yaşlı.

Tom is Mary's older brother.

- Tom Mary'nin ağabeyidir.
- Tom Mary'nin abisidir.

You have two older brothers.

Senin iki tane ağabeyin var.

She adores her older brother.

O, ağabeyini çok seviyor.

And the boy grew older.

Ve çocuk daha da büyüdü.

Tom married an older woman.

Tom daha yaşlı bir kadınla evlendi.

Ken is older than Seiko.

Ken Seiko'dan daha yaşlı.

She has an older brother.

Onun bir ağabeyi var.

He's older than your father!

O senin babandan yaşlı!

Tom has an older brother.

Tom'un bir ağabeyi var.

I'm older than I look.

- Göründüğümden daha yaşlıyımdır.
- Göründüğümden daha büyüğümdür.

He's older than her father.

O, onun babasından daha yaşlı.

Tom looks older than Mary.

Tom Mary'den daha yaşlı görünüyor.

It makes you look older.

Bu seni daha yaşlı gösteriyor.

My older sister is beautiful.

Ablam güzeldir.

I have two older sisters.

İki ablam var.

Who's older, Tom or Mary?

Kim daha yaşlı, Tom' mu yoksa Mary mi?

John's older than I thought.

John, düşündüğümden daha yaşlı.

I'm getting older and tired.

Yaşlanıyorum ve yoruluyorum.

Older women give birth later.

Daha yaşlı kadınlar daha sonra doğurur.