Translation of "Zondag" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Zondag" in a sentence and their turkish translations:

En zondag?

Pazar günü için?

Tot zondag!

Pazar günü görüşürüz!

- Het is vandaag zondag.
- Vandaag is het zondag.

Bugün pazar.

Zondag is rustdag.

Pazar izin günüdür.

Ik vertrek zondag.

Pazar günü gidiyorum.

Hou volgende zondag vrij.

Önümüzdeki Pazar gününü boş tutun.

Gisteren was het zondag.

Dün pazardı.

Het valt op zondag.

Pazar günü yağar.

Werk je op zondag?

Pazar günleri çalışır mısın?

Morgen is het zondag.

Yarın pazar.

Na zondag komt maandag.

Pazardan sonra pazartesi gelir.

Het is vandaag zondag.

Bu gün pazardır.

Zondag komt na zaterdag.

Pazar, cumartesiden sonra gelir.

Hij werkt op zondag.

O, pazar günleri çalışır.

Vandaag is het zondag.

Bugün pazar.

Nog een goede zondag!

Mutlu pazarlar!

We spelen op zondag.

Biz pazar günü oynarız.

- Mijn vader speelt elke zondag golf.
- Mijn vader golft elke zondag.

Babam her Pazar golf oynar.

Morgen is het zaterdag. Zondag.

Yarın Cumartesi. Pazar.

Ik kom je zondag bezoeken.

Pazar günü seni arayacağım.

Ik ben vrij op zondag.

Benim pazar günü işim yok.

Hij speelt elke zondag golf.

O, her Pazar golf oynar.

Ik werk zelfs op zondag.

- Ben pazar günü bile çalışırım.
- Pazartesi günleri dahil çalışıyorum.

Zij speelde elke zondag tennis.

Her pazar tenis oynardı.

Ze speelt elke zondag tennis.

O, her Pazar tenis oynar.

Ik moest op zondag werken.

Pazar günü çalışmak zorundaydım.

We ontmoetten elkaar op zondag.

Pazarları buluşuruz.

Zaterdag en zondag zijn rustdagen.

Cumartesi ve pazar günleri dinlenme günleridir.

- Ik werk alle dagen behalve op zondag.
- Ik werk elke dag behalve zondag.

- Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- Pazar hariç her gün çalışırım.

Ze is meestal thuis op zondag.

O Pazar günleri genellikle evdedir.

Hij moest zelfs op zondag werken.

Pazar bile çalışmak zorundaydı.

Hij blijft zelden thuis op zondag.

O, pazar günü nadiren evde kalır.

Kerstmis valt dit jaar op zondag.

Noel bu yıl Pazar gününe denk geliyor.

Het is niet alle dagen zondag.

Her gün Pazar değildir.

Wat heb je afgelopen zondag gedaan?

Geçen Pazar ne yaptın?

Hij is op zondag altijd thuis.

O, Pazar günleri her zaman evde kalır.

Ik werk elke dag behalve zondag.

- Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- Pazar hariç her gün çalışırım.

Gisteren was het zondag, niet zaterdag.

Dün cumartesi değil, pazardı.

Ze vertrekt zondag naar New York.

O, gelecek hafta New York'a hareket edecek.

Op zondag spelen we dikwijls kaart.

Pazar günü genellikle kart oyunu oynarız.

De winkels zijn op zondag gesloten.

Mağazalar pazar günü kapalıdır.

Ge moet zeker tegen zondag klaar zijn.

Pazar gününe kadar bitirmen zorunlu.

Ik ontmoet je zondag om drie uur.

Pazar öğleden sonra 3'te gelip seni göreceğim.

Valentijnsdag valt dit jaar op een zondag.

Bu yıl sevgililer günü pazar günü.

Ik ga niet naar school op zondag.

Pazar günü okula gitmem.

Ik werk alle dagen behalve op zondag.

Pazar hariç her gün çalışırım.

Op zondag is het museum niet open.

Pazar günleri müze açık değil.

Ze gaat elke zondag naar de kerk.

Her pazar kiliseye gider.

Afgelopen zondag lag Tom ziek op bed.

Tom geçen Pazar yatakta hastaydı.

Ik ga elke zondag naar de kerk.

Her pazar kiliseye giderim.

Alica heeft een valling sinds vorige zondag.

Alice, geçen Pazardan beri soğuk algınlığı geçiriyor.

Hij werkt iedere dag, behalve op zondag.

Pazar hariç her gün çalışır.

Layla was bij mij thuis afgelopen zondag.

Leyla önceki pazar günü evimdeydi.

Wat dacht je van een barbecuefeestje aankomende zondag?

Gelecek pazar barbekü partisi vermeye ne dersin?

Zondag is de eerste dag van de week.

Pazar haftanın ilk günüdür.

Zijn ouders gaan elke zondag naar de kerk.

Anne ve babası her Pazar kiliseye giderler.

Afgelopen zondag ben ik naar het park gegaan.

Geçen pazar günü parka gittim.

De zevende dag van de week is zondag.

Haftanın yedinci günü pazardır.

Vroeger ging ik op zondag naar de film.

Pazar günleri sinemaya giderdi.

Ik zou op zondag met hem gaan tennissen.

Pazar günü onunla tenis oynardım.

Ze zijn altijd vroeg wakker, zelfs op zondag.

Onlar her zaman, pazar günleri bile, erken kalkarlar.

De volgende zondag gaan we onze tante bezoeken.

Önümüzdeki Pazar teyzemizi ziyarete gidiyoruz.

- Als het vandaag zondag was, dan zou ik gaan vissen.
- Als het vandaag zondag was, dan ging ik vissen.

Bugün Pazar olsa, balık tutmaya giderim.

Mensen houden niet van zondag, maar ik hou ervan.

İnsanlar pazar gününü sevmezler ama ben seviyorum.

Ik werkte op zondag, dus ik had maandag vrij.

Pazar günü çalıştım, bu yüzden pazartesi izin aldım.

We moeten het spel naar de volgende zondag verplaatsen.

Oyunu önümüzdeki Pazara ertelemek zorundayız.

Tom was de afgelopen zondag niet in de kerk.

Tom geçen pazar kilisede değildi.

Omdat het zondag was, waren de winkels niet open.

Pazar olduğu için, dükkanlar açık değildi.

Ik weet niet of hij ons zondag komt bezoeken.

Önümüzdeki pazar günü bizi ziyaret edip etmeyeceğini bilmiyorum.

Mijn vaders verjaardag valt dit jaar op een zondag.

Babamın doğum günü bu yıl pazar gününe denk geliyor.

Mijn moeder kocht vorige zondag een mooie jurk voor me.

Geçen Pazar annem bana güzel bir elbise aldı.

- Ik werk niet op zondag.
- Ik werk 's zondags niet.

- Pazar günü çalışmam.
- Ben pazar günü çalışmam.

Het was die dag zondag, dus er was geen school.

O gün pazardı, bu yüzden okul yoktu.

Ik heb hem na de vorige zondag niet meer gezien.

Geçen Pazar gününden beri onu görmedim.

Als het morgen maandag was, zou het vandaag zondag zijn.

Eğer yarın Pazartesi ise, o zaman bugün Pazar'dır.

We hebben beslist de vergadering uit te stellen tot volgende zondag.

Toplantıyı önümüzdeki pazara kadar ertelemeye karar verdik.

Ik zal hem vragen waar hij vorige zondag naartoe gegaan is.

Geçen Pazar onun nereye gittiğini soracağım.