Translation of "Zie" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Zie" in a sentence and their turkish translations:

- Zie hieronder.
- Zie verder.

Aşağıya bakın.

Zie hierboven.

Yukarıya bakın.

- Ik zie ze vanavond.
- Ik zie hen vanavond.

Bu gece onlarla görüşeceğim.

- Ik zie jouw paard.
- Ik zie uw paard.

Ben senin atını görüyorum.

- Ik zie Tom vaak.
- Ik zie Tom dikwijls.

Tom'u sık sık görürüm.

- Ik zie je vanmiddag.
- Ik zie u vanmiddag.

Bu öğleden sonra görüşürüz.

Zie je dat?

Görüyor musunuz?

Zie je hem?

Gördünüz mü?

Wat zie ik?

Ben ne görüyorum?

Ik zie ze.

Onları görüyorum.

Zie je dit?

Onu görüyor musun?

Ik zie vuurwerk!

Havai fişekleri izliyorum!

Zie deze sprong?

Bu atlamayı gördün mü?

Ik zie Tom.

Tom'u görürüm.

Ik zie iets.

Bir şey görüyorum.

Ik zie niets.

- Ben bir şey görmüyorum.
- Bir şey anlamıyorum.

Ik zie Dana.

Dana'yı görüyorum.

Zie je wel?

Görüyor musun?

Ik zie vuurwerk.

Havai fişekleri izliyorum.

- Ik zie hem bijna nooit.
- Ik zie hem zelden.

Ben onu ender olarak görüyorum.

- Ik zie u later, oké?
- Ik zie jullie later, oké?
- Ik zie je later, oké?

Sonra görüşürüz, tamam mı?

Hier zie je het.

İşte burada.

Zie je de larven?

Larvaları gördünüz mü?

Tandafdrukken. Zie je dat?

Baksanıza, diş izleri var! Gördünüz mü?

Ik zie hem niet.

Şimdi de onu göremiyorum.

Wat zie je nu?

Şimdi ne görüyorsunuz?

Waar zie je hem?

Sen onu nerede görüyorsun?

Ik zie je binnenkort.

Yakında görüşürüz.

Ik zie de hond.

Köpeği görüyorum.

Ik zie de jongen.

Ben çocuğu görüyorum.

Zie je het verschil?

Farkı görüyor musun?

Ik zie geen verschil.

Herhangi bir fark görmüyorum.

Ik zie het meisje.

Kızı görüyorum.

Ik zie een koningin.

Bir kraliçe görüyorum.

Ik zie de roos.

Ben gülü görüyorum.

Zie je mijn boek?

Kitabımı görüyor musun?

Ik zie een licht.

Ben bir ışık görüyorum.

Ik zie een kroon.

Bir taç görüyorum.

Ik zie je huis.

Evini görüyorum.

Ik zie je thuis.

Evde görüşürüz.

Ik zie je daar.

Orada görüşürüz.

Ik zie een jongen.

Bir oğlan görüyorum.

Ik zie nergens voetafdrukken.

Herhangi bir yerde ayak izleri görmüyorum.

Ik zie de koningin.

Kraliçeyi görüyorum.

Ik zie je maandag.

Pazartesi günü görüşürüz.

Ik zie Tom vanavond.

Bu gece Tom'u göreceğim.

Ik zie een leeuw.

Bir aslan görüyorum.

Ik zie het doelwit.

Hedefi görüyorum.

Ik zie je boek.

Senin kitabını görüyorum.

Ik zie haar zelden.

Onu nadiren görürüm.

Ik zie je morgen.

- Yarın görüşürüz.
- Yarın seninle görüşeceğim.

Ik zie weinig keus.

Ben çok seçenek görmüyorum.

Ik zie haar vanavond.

Bu gece onu göreceğim.

Zie je mijn vader?

Babamı görüyor musunuz?

Ik zie een meisje.

Ben bir kız görüyorum.

Ik zie haar morgenvroeg.

Yarın sabah onu göreceğim.

Ik zie helemaal niks.

Ben hiçbir şey göremiyorum.

Ik zie de kroon.

Taç görüyorum.

Ik zie het huis.

Evi görüyorum.

Ik zie dit huis.

Ben bu evi görüyorum.

Ik zie je woensdag.

- Gelecek çarşamba görüşürüz.
- Önümüzdeki çarşamba görüşürüz.

Zie je hem vaak?

Onu sık sık görüyor musun?

Ik zie een huis.

Bir ev görüyorum.

Ik zie een steen.

Bir taş görüyorum.

Zie je al die vliegen?

Üstündeki sinekleri görüyor musunuz?

Die zie je maar weinig.

Çok nadir görülürler.

Zie je die stukjes noot?

Küçük fıstık parçalarını görüyor musunuz?

Ik zie een bos beneden.

Altımızda bir orman görebiliyorum.

Zo zie je maar weer.

Ama işte,