Translation of "Verbrand" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Verbrand" in a sentence and their turkish translations:

Verbrand het!

Yak onu.

Verbrand het lijk.

Cesedi yak.

Beelden werden verbrand.

Fotoğraflar yakıldı.

Tom werd verbrand.

Tom yandı.

- Wie heeft de taart verbrand?
- Wie heeft de cake verbrand?

Keki kim yaktı?

Ik ben erg verbrand.

Benim kötü bir güneş yanığım var.

Tom heeft zich verbrand.

Tom kendini yaktı.

Waarom verbrand je deze foto's?

Neden bu resimleri yakıyorsun?

Ik heb mijn vinger verbrand.

Ben parmağımı yaktım.

Ik heb mezelf lelijk verbrand.

Kendimi fena şekilde yaktım.

Ik heb mezelf verbrand aan kokend water.

Kaynar suyla kendimi yaktım.

Een verbrand kind is bang voor het vuur.

Yanmış bir çocuk ateşten anlar.

- Tom werd verbrand.
- Tom heeft een zonneslag opgelopen.

Tom güneş yanığı oldu.

De bejaarde tante van mijn man werd levend verbrand

Kocamın yaşlı teyzesi diri diri yandı.

- Ik heb het papier verbrand.
- Ik verbrandde het papier.

- Ben kâğıdı yaktım.
- Kâğıdı yaktım.

Tom heeft alle foto's van zijn ex-vriendin verbrand.

Tom eski kız arkadaşının sahip olduğu tüm resimlerini yaktı.

Ben je verbrand, of ben je altijd zo heet?

- Güneş yanığınız mı var yoksa hep bu kadar sıcak mısınız?
- Bir güneş yanığın mı var yoksa her zaman böyle ateşli misin?

Orang-oetangs worden vaak gedood met machete of levend verbrand.

Orangutanlar çoğu zaman palayla öldürülüyor veya benzinle yakılıyor.

- Beter hard geblazen dan de mond verbrand.
- Je kunt niet voorzichtig genoeg zijn.

Korkulu rüya görmektense uyanık yatmayı yeğlerim.

Als je geen zonnebrandcrème op wilt doen, is dat jouw probleem. Maar kom dan niet klagen als je bent verbrand.

Güneş kremi sürmek istemiyorsan, bu senin sorunun. Güneşte yandığın zaman bana şikayete gelme.