Translation of "Team" in Turkish

Wat een team!

Ne ekip ama!

- Welk team is het onze?
- Welk team is van ons?

Hangi takım bizim?

Welk team zal winnen?

- Hangi takım kazanır?
- Hangi takım kazanacak?

Ons team heeft verloren.

Takımımız kaybetti.

Ons team is klaar.

Takımımız hazır.

Het team was verschrikkelijk.

Takım çok kötüydü.

Welk team heeft gewonnen?

Hangi takım kazandı?

Ons team kan jouw team makkelijk in het eerste potje verslaan.

İlk oyunda takımımız takımınızı kolayca yenebilir.

Elk team heeft nu een idee dat een ander team slecht vond

Şimdi her takım, diğer takımın berbat olduğunu düşündüğü bir fikre sahip

'Zit Tom in ons team?' 'Nee, hij zit in het andere team.'

"Tom bizim takımda mı?" "Hayır, o öteki takımda."

- We zitten in hetzelfde team, toch?
- We zitten toch in hetzelfde team?

Aynı takımdayız, değil mi?

Ons team verzamelde menselijke kennis

Ekibimiz atmosferdeki ısı kapanlarını

Welk team zal waarschijnlijk winnen?

Muhtemelen hangi takım kazanacaktır?

Voor welk team speel je?

Hangi takım için oynuyorsun?

Jullie vormen een prachtig team.

Siz harika bir ekip olursunuz.

Zit Tom in ons team?

Tom bizim takımımızda mı?

Ik werd het team uitgeschopt.

Takımdan atıldım.

Oké, ik ben voor 'Team Mens'.

Tamam, ben ''İnsan Ekibi''ndeyim.

Sluit je aan bij Team Mens.

İnsan Ekibine katılın.

Het team was bekwaam en gecoördineerd.

Takım yetenekli ve koordineydi.

Ons team heeft alle wedstrijden verloren.

Bizim takım bütün oyunları kaybetti

Welk team zal de wedstrijd winnen?

Hangi takım oyunu kazanacak?

Welk team heeft de wedstrijd gewonnen?

Hangi takım oyunu kazandı?

Ik hoop dat ons team wint.

- Umarım ekibimiz kazanacak.
- Umarım takımımız kazanır.

Hij werd uit het team gezet.

O, takımdan atıldı.

Ons team heeft de wedstrijd gewonnen.

Bizim takım oyunu kazandı.

We zitten niet bij hetzelfde team.

Biz aynı takımda değiliz.

We zijn trots op ons team.

Takımımızla gurur duyuyoruz.

Ons team werkte de afgelopen jaren hard

Ekibimiz son birkaç yıldır çok yoğundu,

Ik zag een team, getransformeerd door coaching

Koçluk sayesinde bir ekibin dönüşüm geçirdiğini gördüm.

Jouw team is sterker dan het onze.

Senin takım bizimkinden daha güçlü.

Ons team heeft de eerste wedstrijd verloren.

Takımımız ilk oyunu kaybetti.

Tom is de aanvoerder van het team.

Tom takımın kaptanıdır.

Ik heb je in mijn team nodig.

Seni takımımda istiyorum.

Mijn team en ik besloten dit te onderzoeken.

Ekibim ve ben bunu araştırmaya karar verdik.

Ik wens dat hij in ons team was.

Keşke o bizim takımda olsa.

Tom is de beste speler van het team.

Tom takımdaki en iyi oyuncu.

- Welk team zal winnen?
- Welke ploeg zal winnen?

Hangi takım kazanır?

Tom is ook een deel van het team!

Tom da takımın bir parçası.

Tom en ik zitten nu in hetzelfde team.

Hem Tom hem de ben aynı takımdayız.

Tom en zijn team zijn er klaar voor.

Tom ve takımı hazır.

Ik denk dat we een sterk team zijn.

Güçlü birtakım olduğumuzu düşünüyorum.

Ze kozen John als aanvoerder van het team.

Onlar John'u takımın kaptanı seçti.

Zij is gekozen om het team te leiden.

O, takıma liderlik etmek için seçildi.

We verkozen hem tot aanvoerder van het team.

- Onu takım kaptanı seçtik.
- Takımın kaptanı olarak onu seçtik.

Het maakt niet uit welk team de wedstrijd wint.

Oyunu hangi takımın kazanacağı önemli değil.

Juist zoals Max het voorspeld had, heeft ons team verloren.

Max'ın tahmin ettiği gibi, takımımız kaybetti.

We hebben Tom verkozen tot de aanvoerder van het team.

Tom'u takımın kaptanı seçtik.

Het team vrijwilligers dat het evenement van vandaag mogelijk maakte,

Lütfen bugünün etkinliği üzerine sıkı çalışan gönüllülere

Team, kun je me iets brengen waarmee ik kilometers kan maken?

Ekip, bana hızlı yol katedebileceğim bir şey getirebilir misiniz?

Ik trof er een team zeer competente en toegewijde wetenschappers aan

Orada çok yetenekli ve özverili bilim insanlarından oluşan bir ekip buldum

De gedachten die we hebben over het rode of het blauwe team.

kırmızı takım ya da mavi takım hakkında bulundurduğumuz düşünceleri öğretiyoruz.

"Ja, het team van Lyne heeft geen planeet bij een pulsar gevonden,

"Evet, Lyne'ın ekibi bir pulsar gezegeni bulamadı

Een team van 10 van ons vingen er 2000 in een paar dagen.

On kişiydik ve birkaç gün içinde 2.000 tane yakaladık.

En dan kun je zien hoe goed je team of bedrijf het doet,

ve sonra takımınızın veya şirketinizin ne kadar iyi gittiğini görebiliyorsunuz,

- Tom mocht niet in het team.
- Tom mocht niet meedoen met de ploeg.

Tom'un takıma girmesine izin verilmedi.

- Tom was de ster van het American football-team.
- Tom was de ster van het voetbalteam.

- Tom futbol ekibinin yıldızıydı.
- Tom futbol takımının yıldızıydı.