Examples of using "Reden" in a sentence and their turkish translations:
Onlar arabayla uzaklaştılar.
Sebep nedir?
Onlar arabayla eve gittiler.
- Sebebi bilmek istiyorum.
- Sebebini bilmek istiyorum.
Olan her şeyin bir sebebi vardır.
Bu tek neden mi?
O en önemli nedendir.
Bir sebebe ihtiyacım yok.
Diğer sebep nedir?
O geçerli bir sebep mi?
Bu iyi bir neden.
- O, gerçek sebep mi?
- Gerçek neden o mu?
Bunun da sebebi var;
- Sen sürdün.
- Siz sürdünüz.
Nedeni olmadan bana hakaret etti.
Başka bir sebebe ihtiyacım var mı?
Tom ve Mary develere bindiler.
Buraya gelme nedenim sensin.
Buraya gelme nedenim bu.
ve dördüncü sebep ise tekrardan intihar.
Bu savaşmak için yeterli bir sebep.
Trenler kar yağışı nedeniyle çalışmıyordu.
İstasyona arabayla gittiler.
Kızmak için hiçbir neden yok.
Bundan şüphe etmek için hiçbir nedenim yok.
Var oluşunuzun nedenini bileceksiniz
Yani buradaki ikinci amacım
Bu yüzden devam edecek.
Çin ve Vietnam'ın komünist toplumları da
Çünkü Çince konuşabilirim.
Onun öfkeli olmasının nedeni odur.
Kızgın olmak için herhangi bir gerekçen yoktu.
Korkmak için hiçbir sebep yok.
Sanırım her şeyin bir nedeni var.
Her şeyin bir sebeple olduğuna inanıyorum.
Üzgün olmak için hiçbir neden yok.
Böyle bir şeyi yapmak için bana bir neden söyle.
Annem bana her zaman sebepsiz yere bağırır.
ve bu nedeni görebilmemi gerçekten istediler.
Sebep her ne idiyse evlenmediler.
Söylediği gerekçeyi anlamak zor.
Tom'un bunu yapmamak için gerekçesi yoktu.
Bunu yapmasının nedeni odur.
Tom'un kıskanmak için iyi bir sebebi vardı.
Kıskanmak için iyi bir nedenim vardı.
Tom ve Mary çölde develere biniyorlardı.
Bu ağı yaratmaktaki ikinci motivasyonum endişeydi.
vazgeçmemiz veya teslim olmamız için bir sebep değil.
- Onun istifa etmesi için bir neden yok.
- Onun istifa etmesi için bir sebep yok.
Onlar geçen yaz dağdaki bir tatil beldesine gitti.
Dün gelmememin sebebi bu.
Oraya gitmemi gerektiren hiçbir neden yok.
Bunu yapmamak için hiçbir sebep yok.
Bunun ilk nedeni, okyanusların çok geniş bir alanı,
Bazı sebeplerden dolayı geceleri daha canlı hissediyorum.
Onu yapmamam için bir neden yok.
Bunu yapmak istememenin gerçek nedeni nedir?
Hafta sonları arabayla Nagoya Limanı'na giderlerdi.
Bu bir nedenden dolayı oldu.
Gitmemek için herhangi bir neden düşünemiyorum.
Okula geç kalmasının nedeni budur.
Az önce mikrofonum çalışmadı, sebebini bilmiyorum.
Yani bir nedenden ötürü tuttuğunuz bir şey.
Tom'un bunu almak istememesiningerçek nedeni nedir?
Ama bacanın önemini kavrayan yerel halk bacayı devre dışı bırakmış.
Yaşamak için herhangi bir nedenim olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un kirasını zamanında ödemediği için iyi bir nedeni vardı.
Bazı nedenlerden dolayı mikrofon şu ana kadar çalışmıyordu.
Artık onunla olmak istememesinin nedeni bu.
Haklı bir sebep söylemezsen seni boşamayacağım.
- Ziyaretinizin amacı nedir?
- Ziyaret amacınız nedir?
Öğrencilerin üçte ikisinin neden öğrenci toplantısına katılmadığını biliyor musunuz?
Endişelenmenize gerek yok.
Keşke sana sebebini söyleyebilsem fakat söyleyemiyorum.
Boston'a gelmemin nedeni, evlenmeyi umduğum kadına rastlamaktır.
Fosil yakıtlar küresel ısınmanın başlıca nedenleridir.
Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
Ve nedense Hjorvard , Hrolf'un hayatta kalan son şampiyonundan bir