Translation of "Natuurlijke" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Natuurlijke" in a sentence and their turkish translations:

Natuurlijke ongediertebestrijding.

Doğal bir haşere kontrol aracı,

De perfecte natuurlijke alkoof.

Evet, bakın. Mükemmel ve küçük bir oyuk.

Dat land heeft natuurlijke hulpbronnen.

O ülke doğal kaynaklara sahip.

Hij stierf een natuurlijke dood.

O, doğal nedenlerden öldü.

Ze zaten in de natuurlijke wereld.

Resmen doğanın içindeydiler.

Ik heb een natuurlijke bevalling gehad.

Normal doğum yaptım.

We hebben alle natuurlijke rijkdommen verbruikt.

Bütün doğal kaynakları tükettik.

Bruin is niet haar natuurlijke haarkleur.

Kahverengi, onun doğal saç rengi değil.

China is rijk aan natuurlijke grondstoffen.

Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir.

Kool en aardgas zijn natuurlijke brandstoffen.

Kömür ve doğal gaz doğal yakıtlardır.

Dit is best 'n goede natuurlijke schuilplaats.

Bu oldukça iyi bir doğal sığınak.

De natuurlijke logaritme van e is 1.

E'nin doğal logaritması 1'dir.

Het bevat wat koolhydraten... ...en goede natuurlijke enzymen.

Biraz da karbonhidrat var ve iyi doğal enzimler barındırıyor, yani sorun yok.

Over wetenschap, technologie, de natuurlijke wereld en geschiedenis.

binlerce çevrimiçi belgesele ev sahipliği yapıyor

Of die natuurlijke ecosystemen ons zullen blijven helpen

yapmaya devam edersek doğal ekosistem tarafından

De aarde heeft een natuurlijke satelliet, de maan.

Dünyanın doğal olarak oluşan tek bir uydusu vardır, o da aydır.

De maan van de aarde is een natuurlijke satelliet.

Dünyanın ayı doğal bir uydudur.

Of is dit een natuurlijke fase waar ze doorheen gaan?

yoksa bu geçtikleri doğal bir süreç mi?

Wat gebeurt er wanneer steden uitbreiden en natuurlijke habitats krimpen?

Şehirler genişleyip vahşi yaşam alanları daralırsa ne olur?

En ze komt naar me toe. Mijn natuurlijke instinct is...

Bana doğru gelmeye başladı. Ve doğal içgüdüm,

Dan is een natuurlijke reactie stokken in de wielen te steken,

burada doğal tepki mekanizmayı yok etmek,

Dit kan het best doen. Een natuurlijke overhang om onder te schuilen.

Bu tür bir şey işe yarayabilir. Güzel ve üzeri kapalı doğal bir sığınak.

"Is dit echt een natuurlijke uitdrukking?" "Laten we het meneer Google vragen."

"Bu gerçekten doğal bir ifade midir?" "Bay Google'a soralım."

En er zitten veel koolhydraten en goede natuurlijke enzymen in, dat is goed.

ve biraz da karbonhidrat var ve iyi doğal enzimler barındırıyor, yani sorun yok.

Hun kolonne strekt zich ongeveer 2 km uit en is niet beschermd door natuurlijke terrein eigenschappen.

Sütunları 2 km kadar uzanıyor. hiçbir doğal arazi özelliği ile korunmaz.