Translation of "Blaren" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Blaren" in a sentence and their turkish translations:

Hark de blaren bijeen.

Yaprakları tırmıkla.

Ze zitten onder de blaren.

Bakın, ciddi şekilde su toplamaya başladı.

Wie zijn billen brandt, moet op de blaren zitten.

Poposu yanan kişi kabarcıkların üstünde oturmak zorundadır.

Zelfs aanraking met de huid kan brandwonden en blaren veroorzaken.

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar.

Als het erin trekt, kan het blaren veroorzaken... ...en je handen laten bloeden.

Bu şey derime nüfuz ederse su toplamasına neden olabilir. Ellerinizi kanatabilir

Zelfs aanraking met de huid kan brandwonden en blaren veroorzaken. Maar als dit potloodplant is die je kan hydrateren...

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar. Ama bunlar geyik boynuzuysa sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır