Translation of "‫يحاول" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "‫يحاول" in a sentence and their turkish translations:

‫يحاول الشاب مجددًا.‬

Genç yine hamle yapıyor.

كان يحاول تعليم شعبه.

Halkını eğitmeye çalışıyordu.

شخص يحاول تدمير تركيا

birileri Türkiye'yi yok etmeye çalışıyor

يحاول توم كسر القفل.

Tom kilidi kırmaya çalışıyor.

منّاد يحاول شراء منزل.

Mennad ev almaya çalışıyor.

ظل يحاول أن يعيد أرشفتها

Tekrar tekrar yeniden dosyalamaya çalışıp duruyordu.

ذلك الشخص يحاول قراءة كتاب،

O kişi bir kitap okumaya çalışıyor

‫يحاول الشاب التقرّب من الأنثى.‬

Gencimiz dişiye yaklaşmaya çalışıyor.

كان سامي يحاول ركوب موجة.

Sami bir dalga yakalamaya çalışıyordu.

‫أدركت خنازير الماء ما يحاول فعله.‬

Kapibaralar onu fark etti.

يحاول توم الحصول على الكرت الأخضر.

Tom yeşil kart almaya çalışıyor.

كان سامي يحاول إعادة بناء حياته.

Sami hayatını yeniden inşa etmeye çalışıyordu.

عادة ما يحاول عقلك فك شفرة الكلمات

Çoğunlukla beyniniz kelimeleri deşifre etmeye çalışır,

الأخطبوط الدفاعي يحاول المواجهة بعيدًا عن المهاجم

Savunmacı ahtapot, kavgadan kaçınmanın bir yolu

‫عليه أن يحاول إصدار صوت أكثر حماسة.‬

Biraz daha heyecan verici sesler çıkarmalı.

لقد كان يحاول مساعدة المزارعين الفقراء في ألاباما

Alabama'daki fakir ortakçılara yardım etmeye çalışıyordu

يجب أن يحاول المرء العيش كما تعيش الأغلبية.

çoğunluk gibi yaşamayı denemen gerekir.

يحاول أن يعمل على فكرة كيف أن المعرفة محتواة.

bilginin nasıl bulunduğu konusundaki bu düşünceyi anlamaya çalışmaktır.

ومع ذلك يجب على المرء أن يحاول القيام بذلك.

ancak bir araya getirmeye çalışabiliriz.

‫يحاول الرجل الذي هو أب خمسيني‬ ‫الهروب بشكل بائس.‬

Ellili yaşlardaki bu baba can havliyle kaçmaya çalışıyor.

كان فاضل يحاول جاهدا أن يشارك ليلى في هواياتها.

Fadıl, Leyla'nın tutkularını paylaşmak için çaba harcıyordu.

ارتكب سامي جرائما لم يحاول أحد ارتكابها من قبل.

Sami daha önce hiç kimsenin denemediği suçları işledi.

اليوم، يحاول ثمانية خبراء حل هذه المشكلة ولا يمكن حلها.

Bugün sekiz tane uzman bu olayı çözmeye çalışır ve çözülemez.

كان كلُ واحد فينا يحاول معرفة كيف كان ذلك ممكنًا.

Herkes bunun nasıl mümkün olduğunu çözmeye çaşıyordu.

لذلك نحتاج أن يحاول الطلاب بجهد كاف في الأجزاء الصعبة

Her şeyin birbiriyle bağlantılı olmasının güzelliğinden zevk almak için

‫تركني أذهب وكان الفهد يحاول القفز‬ ‫إلى خارج المجمع السكني.‬

Beni bıraktı ve bölmeden çıkmaya çalıştı.

قوته ، فهو يقدم المساعدات العسكرية إلى الأمير ستيفان الذي يحاول أن يتولى

ve Moldovya tahtını ele geçirmeye çalışan Prens Stefan'a askeri-