Examples of using "واحدة" in a sentence and their turkish translations:
Bende bir tane var.
Bizler yaşam enerjisiyiz
Birinin ölmesi...
'Bir dakika!'
ve buldum.
Ben birini öldürdüm.
Ama bir hikâyeyi sadece bir kere kullanmayın.
Ben bir tane almalıyım.
Bakın, bir tane var.
yani bir anlık bire kere
Sadece bir kere düşünün
Tek bir derdimiz var
Lütfen birini alın.
Bir elma yedi.
O bir mektup yazdı.
Bir zamanlar birini gördüm.
- Bir kız kardeşim var.
- Bir bacım var.
O bir mektup yazdı.
yıllardır yapmayı bildiğimiz şeyler içindi.
"yalnızca bir kere" olarak adlandırılıyor.
Elime bir tane otobüs bileti veriyorlar,
İki ilmek, biri diğerinin önünde.
Bu da bir diğeri.
Evet, hem de her biri.
sizin tek bir derdiniz var
bir set ışığı düşmesi
Yani bir anlık bir kere
Biri kırmızı ve diğeri beyaz.
Onların sadece bir battaniyesi var.
Sadece tek bir gerçek var.
Yarasın!
Okulun hiçbir kaynağı yoktu, bir spor salonu ve bir beden eğitimi hocası vardı.
Arabalar birbiri ardına oraya vardılar.
Sadece binde biri yetişkinliğe erişecek.
Bir tanesi çok ciddiydi.
en eski ayakta kalan yapılardan da bir tanesi
dünyanın 7 harikasından bir tanesi
Sıranın üzerinde bir elma var.
Evler birbiri ardına yandılar.
Bende sadece bir tane kaldı.
Neden sadece bir tane muz aldınız?
Ben bir saattir okuyordum.
Hintçe ve Urduca bir dildir.
ve her biri ile alakalı bir soru sordum.
İki tahta çubuk: iki taraftan da
ve siz de genç bir süngerin
Tek bir dil yeterli olmazdı.
pat, pat, pat, şekiller.
Saldırganların, bir şiddet eylemine kendilerini hazırlarken
Bugün, Stella, kendisi o kızlardan biri,
ikisini de senin uğruna mücadele etmeye adardım
Instagram'da en çok kullanılan etiketlerden biri olacağını
parçası olduğunu anlayacaksınız.
dikiş ipliği ile oluşturulduğunu görecek.
politikada ise tek bir basit anlatı var
Eğer çocuğumuz
zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane.
benzer şekilde tahıl muhafaza ediyorlar,
Bu favori listelerimden biri:
Önümüzde kaybedecek tek bir sene bile yok.
1 uzay birimi ise 150 milyon km
Hemen gidip bir yenisini alıyorsun ya
Bu tabloda en çok dikkat çekenlerden bir tanesi ise
Bugünlerin en büyük şirketlerinden bir tanesi olan Google
- Yalnızca bir kez yaşarsın.
- Sadece bir kez yaşarsın.
O, bana tek bir kelime bile söylemedi.
Üç ülke bir ülke yapmak için birleştirildi.
Bu tarif için sadece bir soğana ihtiyacım var.
Jetler peş peşe havalandı.
Ben de bir tane istiyorum.
Açıkçası, sadece birini seçerseniz ve onda ustalaşırsanız
"Yalnızca bir kere" kuralı,
ve bunlardan biri de spor yapmak.
ve yalnız olup olmadığımızı öğrenmenin tek yolu var.
Amerika’nın en kırsal bölgelerinden birinde,
birinin pili diğerinden önce bitecek.
ne kadar sürerse, her seferinde bir kefalet
Her ağaç yılda sadece birkaç gün meyve verir.
o dönem ki en büyük kubbelerden
hayır yemedim sadece bir kere düşünün
bir kez ciddi şekilde yaralandı ve bir kez yakalandı.
ölmek için en az olası yollardan biridir.
Bunu yalnızca bir kere söyleyeceğim bu yüzden dikkatlice dinle.
Değil, birden fazla dalga gelecek.
bir gün seçme olursa
Bu bilinçaltındaki süreçlerden biri seçici algıdır.
İki yüz çocuğun katıldığı seminerde sadece bir tane havalandırma vardı
Almanca olmayan sesli bir mesaj dinlersem
Bu tecrübelerin her birinden çok şey öğrendim.
Böylece çok yetenekli bir kadın liderliğe adım atabilecekti.
Fakat bizim durumumuzda, bu gerçekten oldu.
Tek bir yaprağın sindirimi bir ay sürebilir,
Sadece ağartılmış Honduras Maunu'nun bir parçası.
Sizlerle bu şehirlerden birinin hikayesini paylaşacağım,
Kıtlık, Mahşerin Dört Atlısı'ndan biri.
İlk izlenim oluşturmak için sadece bir şansınız vardır