Translation of "قصة" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "قصة" in a sentence and their turkish translations:

قصة أفراد.

Bireyler hakkında.

قصة لعبة

Oyuncak Hikayesi

قصة قصيرة سريعة:

Küçük bir hikâye:

إنّها قصة معقّدة.

Bu anlaşılması zor bir hikaye.

هذه قصة حقيقية.

Bu hikaye gerçek.

ولكن هذه قصة أخرى.

Ama bu başka bir hikâye.

ولكل قلم رصاص قصة.

her kalemin de bir hikâyesi.

دعوني أروي لكم قصة،

Size bir hikâye anlatayım.

لكن هذه قصة أخرى...

Ama bu başka bir zaman için bir hikaye.

قصة لطيفة من زبال

bir çöpçünün sevimli bir hikayesi

حكت لي قصة شيّقة.

O, bana ilginç bir hikaye anlattı.

حكى لنا قصة شيقة.

O bize ilginç bir hikaye anlattı.

دعوني أقص عليكم قصة "بريا".

Priya'nın açlığını anlatayım.

وأنا أحب قصة عارفين كثيراً،

ve Arifeen'in hikayesini çok seviyorum.

انتشرت قصة بيل انتشارا واسعا

Belle'in hikâyesi hızla yayıldı.

لم يكن هناك قصة معادة.

Yeni bir restorasyon hikâyesi yoktu!

يرمي قصة لأنني فعلت ذلك

hikaye atıyor ben bunu yaptım diye

قصة قصيرة لطفل غير شرعي

Gayrimeşru bir çocuğun kısacası başarı öyküsü

أذكر أني سمعت قصة مشابهة.

Ona çok benzer bir hikaye duyduğumu hatırlıyorum.

ارو قصة جميلة لصديقي الصغير.

Genç arkadaşıma güzel bir hikaye anlat.

كتب توم قصة عن ذلك.

Tom o konuda bir hikaye yazdı.

لفترة طويلة ، كانت قصة الملك هرولف تعتبر إلى حد ما مثل قصة الملك آرثر ،

Uzun süre Kral Hrolf'un hikayesi daha çok Kral Arthur'un hikayesine benziyordu,

وكختام. أقول أنه لكل شخصية قصة.

Bitirirken şunu söyleyeyim. Her karakterin bir hikâyesi vardır.

وفكرةٌ إلى قصة... لا شيء يُنسى.

fikirden hikâyeye -- ve hepsinin hatırlanması.

ولهذا السبب، في قصة مثل "ماتريكس"،

Matrix gibi bir hikâyede

فهو قصة قرر بعض الأشخاص حكايتها؛

bazı insanların anlatmayı tercih ettiği bir öykü

وإزاء العقبات، عاش ليحكي قصة حياته،

ve bütün olanaksızlıklara rağmen masalı anlatmak için yaşamış,

ونرفض أية قصة إذا تناقضت معه

Ve teyit etmeyen hikâyeleri reddederiz.

حتى لو كانت قصة بيل حقيقية

Belle'in hikâyesi doğru bile olsa

إذا كانت قصة، هل هي حقيقية؟

Bu bir hikâye ise doğru mu?

أنه دون قصة معادة جديدة فعالة

yeni güçlü bir restorasyon hikâyesi olmadan

دعوني أخبركم قصة حول تجربة أول مسابقة.

İlk Popstar ile ilgili bir deneyim hikâyesi daha anlatayım.

♪ قصة حب كاذبة تكمن كاذبة ♪

♪ Yalan yanlış bir aşkın hikâyesi ♪

تأمل للحظة قصة الحضارة الإنسانية على الأرض.

Dünya'daki insan uygarlığının hikâyesini kısaca düşünün.

وسأخبركم عن قصة عن كل شيء قلته.

Size, az önce söylediğim her şey hakkında bir hikâye anlatacağım.

سوف نظل نرى قصصا مثل قصة بيل

yine Belle'ninki gibi hikâyeler görürdük.

ولكن أدركت أنها قصة تستحق أن تُروى.

Fark ettim ki hikâye olduğu için bunun anlatılması gerek

ولكن على النقيض هناك قصة ماكرة مذهلة

Ama şaşırtıcı derecede karşıt bir teori daha var,

هنالك قصة تحكي عن غوّاص فقد ساقيه

Bir dalgıcın büyük bir midyeden inci almaya çalışırken

هذه قصة التربة في خطوط العرض القطبية.

Bu, yüksek enlemlerdeki topraktan bir hikaye.

أعاد كتابة القصة فأحالها قصة مختلفة تمامًا.

O tamamen farklı birine hikaye yazdı.

وكانت تروي قصة أكثر من كونها مجرد تمجيد.

ve yüceltmekten çok hikâye anlatımıyla ilgiliydi.

ولكن لا تستخدم قصة واحدة مرة واحدة فقط.

Ama bir hikâyeyi sadece bir kere kullanmayın.

‫هناك قصة شخصية وسياسية طويلة ‬ ‫وراء هذا التشعب.‬

Bu çatallanmanın şahsi ve politik, uzun bir hikâyesi var.

الآن، دعونا ننظر إلى هذا في قصة بيل

Şimdi bu duruma Belle'in hikâyesinde bakalım.

نحن نفضل قصة وحيدة على طن من البيانات

Tek bir hikâyeyi tonlarca veriye tercih ediyoruz.

سأشارك معكم اليوم قصة واحدة من هذه المدن،

Sizlerle bu şehirlerden birinin hikayesini paylaşacağım,

عندما رأيت قصة شعره، حاولت بأن أخفي ضحكتي.

Onun yeni saç stilini gördüğümde kahkahamı bastırmaya çalıştım.

روى لنا قصة عن فتى اسمه توم سوير.

O bize Tom Sawyer adında bir çocuk hakkındaki bir hikayeyi anlattı.

نفس الشيء يحدث في "قصة لعبة" على سبيل المثال،

Aynısı Oyuncak Hikâyesi'nde olmakta.

قصة وحيدة، شُفي فيها المريض ذاتيا على ما يبدو

En başta yanlış teşhis konulduğu için

لا أحد يعرف قصة الزيز والنمل على أي حال

ağustos böceği ile karıncanın hikayesini bilmeyen yoktur her halde

إنها قصة عن يومي، ولكن قد يكون أيضا يومك.

Bu hikaye benim bir günümle ilgili, ama bu sizin gününüz de olabilir.

كتب الكاتب أوسكار وايلد قصة "العملاق الأناني" في عام 1888.

Yazar Oscar Wilde, "Bencil Dev" hikâyesini 1888'de yazdı.

‫إنما هي قصة رعب فردية‬ ‫على مستوى لا يمكننا تصوره.‬

hayal edemeyeceğimiz raddede dehşet verici.

تجعلني أشعر وكأني جزء من قصة أكبر من قصتي الشخصية.

Bana büyük bir yapbozun parçasıymışım gibi hissettiriyor.

هذه الدراسة البريطانية، لها في الحقيقة قصة مجنونة نوعاً ما.

Bu İngiliz araştırması, aslında çılgın bir hikaye.

قصة عن وفاة الأب والطريقة التي تم بها تحفيز الانتقام

güdülenme şekli hakkında bir hikaye

انتشاره. ولكن ما قصة هذا الفيروس ومن اين انطلق? ظهر

Orada bir domuz çiftliğinde, bin dokuz yüz doksan sekiz Malezya'da ilk

للدولة ما اوقف المشروع بشكلٍ نهائي ونسي العالم قصة ميناء

devlet kalıcı projeyi durdurmak istiyor ve ilk etapta yokmuş gibi

وأعتقد أن كثيرًا منا لديه، أو يستطيع أن يميز قصة مماثلة.

Ve bence çoğumuz buna benzer hikâyelere sahibiz ya da aşinayız.

بمعنى آخر، في كل قصة يوجد دائمًا أبطال ويوجد أيضًا الأشرار.

Kısacası, her hikâyede kahramanlar ve kötüler vardır.

كما تعلمون، لو أردتُ أن أخبركم عن قصة صراع العصر الحديث

Eğer günümüzün mücadelesi hakkında bir hikâye anlatmak istesem

عام 2011 . ليشرح لنا قصة فيروسٍ خطير انتشر في كل العالم

can alan ve ülkelere kapanan tehlikeli bir virüsün hikayesini anlatmak .

مشروع هو الاضخم في العراق يروي قصة صراعٍ صينيٍ كوريٍ على

Irak topraklarında bir Çin-Kore çatışmasının öyküsünü anlatan Irak'ın en büyüğü olan bir proje

اليوم ما سيكسب العراقيين? قبل ان نكمل لكم قصة التوقف والعمل

Iraklılara ne kazandıracak? Bu projeyi durdurma ve üzerinde çalışma hikayesini tamamlamadan önce

الشيء المضحك هو أنه على الرغم من أنها قصة متأخرة ، إلا أن هذه القصة عن الخنازير كانت معروفة في

İşin garibi, geç bir efsane olmasına rağmen, domuzcuklarla ilgili bu hikaye daha önce biliniyordu