Examples of using "تنتج" in a sentence and their turkish translations:
aynı uyuşturucu etkisini yapıyor.
kraliçe karınca ise, bir kaç saniyede bir süreli yumurta üretir
Huzurları bozulunca kimyasal reaksiyon aracılığıyla ışık üretiyorlar.
yayarak, karbondioksit üreten büyük ülkesidir Çin, iken hangisi,
bu çiftlikler, en büyük tesislerde
Birçok dev çarpışmanın sinestiler oluşturduğunu keşfettik,
Ateş böceği mürekkep balığı, fotofor adı verilen özel hücreleriyle kendi ışığını üretir.
bazı tırtıllar yine bit gibi sırtında şekerli bir salgı üretiyor
Kadınlar dünyanın birincil çiftçileridir.
ve bu da orman tahribine dayalı salınımlara neden oluyor.