Translation of "الغذاء" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "الغذاء" in a sentence and their turkish translations:

الغذاء ضروري للعيش.

Yiyecek yaşam için gereklidir.

أين تتناول الغذاء؟

Nerede öğle yemeği yiyorsun?

‫وحمل الغذاء،‬ ‫وأضع الغذاء أعالي الأشجار ‬ ‫في سروالي الداخلي.‬

yiyecek taşıdım, içine yiyecek koyup ağaçlara astım.

الغذاء، على سبيل المثال.

Örneğin, yemek.

والبلاستيك في سلسلة الغذاء.

ve plastik de besin zinciri içinde.

هذا هو مصدر الغذاء

besin kaynağı budur

ينتهي هذا موعد الغذاء."

. öğle yemeği vakti."

بعد الغذاء لدينا درسان.

Öğle yemeğinden sonra iki dersimiz daha var.

نحن بحاجة لبعض الغذاء.

Biraz gıdaya ihtiyacımız var.

أتود تناول الغذاء معي؟

Öğle yemeğinde bana katılır mısın?

من أجل إعداد الغذاء -- "autotrogh".

besin yapmak için --"trof."

"أين تناولت الغذاء؟" "في مطعم."

"Nerede öğle yemeği yedin?" "Bir restoranda."

"أين أكلت الغذاء؟" "أكلت في مطعم."

"Nerede öğle yemeği yedin? " "Bir restoranda yedim."

دعى سامي ليلى للبقاء لتناول الغذاء.

Sami, Leyla'yı öğle yemeği için kalmaya davet etti.

ويعرف هذا النوع من إنتاج الغذاء أيضا

Ve bu tür yetiştiricilik ise

هذا التحول سبب إرباكا لأسواق الغذاء العالمية.

Bu ters dönüş küresel tarım piyasalarında her şeydi.

الحساسية الغذائية وحسّاسات الغذاء أكثر شيوعًا مما ندرك.

Yiyecek alerjisi ve hassasiyeti düşündüğünüzden daha fazla yaygındır.

‫بآلاف الفصائل المختلفة‬ ‫التي تبحث عن الغذاء والمسكن،‬

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

أنه بإمكان هذه المزارع أن تنتج كميات هائلة من الغذاء،

bu çiftlikler, en büyük tesislerde

دعم الغذاء وحسن نظام التعليم وبنى نظام الرعاية الصحية المطلوب

Gıdaya para yardımı yaptı, eğitimi geliştirdi sistem, kıskanılacak bir sağlık sistemi inşa etti

لضمان أن كل شخص لديه حق الوصول إلى الغذاء والماء النظيف.

herkesin yiyeceğe ve temiz suya ulaşabileceğini temin edecek fırsatlar...

من 17 سفينة يوميا، كل محملة على وجه السرعة الغذاء والإمدادات.

Günde 17 gemi, hepsi acilen ihtiyaç duyulmaktadır yiyecek ve malzemeler.

حصار بحري كانت بداية لتسبب نقص الغذاء والوقود في جميع أنحاء أوروبا ...

Deniz blokajları kıtlığa neden olmaya başlamıştı. Avrupa'da yiyecek ve yakıt ...

‫ولكن إذا كانت المزارع القائمة تنتج ما يكفي من الغذاء ،‬ ‫فإن احتمال فقدان الغابات أقل.‬

ve bu da orman tahribine dayalı salınımlara neden oluyor.