Examples of using "التأثير" in a sentence and their turkish translations:
etki o kadar şiddetli olur.
çarpma bölgesini boşaltmak olacaktı.
aynı uyuşturucu etkisini yapıyor.
Ciğerlere öyle bir etki yapıyor ki
Ama gerçek hayatta, etkiyi önleme yeteneğimiz
Virüsün tek etkisi boğularak ölmek de değil üstelik
politik etkinlikleri daha üstün.
sermaye ve gayretle takip etmek için çaba göstermeliyiz.
belki ağlıyor. Karbondioksitten sonra iklim üzerinde en büyük etkiye sahiptir