Examples of using "يعتقدون" in a sentence and their turkish translations:
kaçacağına inanırlardı
belli gruplara karşı duyduğumuz nefret
aklın bir anda çıkıp gideceğini düşünürlerdi
İnsanları inandırmak için yeterli miydi acaba?
İnsanlar dünyanın düz olduğunu düşünüyordu.
çünkü hata olduğunu düşünüyorlar ve bu önemli değil.
Onun masum olduğuna inanan sadece biz değiliz.
umudu kesen ve bu nedenle de çabalama arzularını yitiren
Bazı insanlar tüm bunların sıradan bir mesele olduğunu düşünüyor.
Yalnız %40 kişi ise, sadece kişisel olarak bizleri etkileyeceğini düşünüyor.
Onlar kişinin mütevazı ya da tembel olduğunu düşünürdü.
Onun suçlu olmadığına inanan sadece biz değiliz.
onlar zannediyor ki teknoloji var. Teknoloji her şey değildi ki
Onlar yeni olanın eski olandan daha iyi olduğuna kesin gözüyle bakıyorlar.
Fakat uzmanlara göre, onlar covid-19 hastalarına çoğunlukla çok yakın
Çoğu kişi bilgisayarların asla düşünemeyeceklerini düşünüyor.
Harika olduğunu düşünüyorlar, herkes "Süper şarkı, tam da bu
bedenlere ve değerli eşyaların tekrar kullanılacağını düşündükleri için onları korumaları gerekiyor inançlarına göre